Bir ceset kadar solgunsun.
- You're as pale as a corpse.
O, hayvan cesetlerini parçalayarak incelemek ve geceleri sokaklarda insanları gizlice takip etmek gibi korkunç aktivitelerle uğraşmaktan hoşlanır.
- He enjoys engaging in macabre activities such as dissecting animal corpses and stalking people on the street at night.
Bu şey bir ayı değil. O ölü bir ayı.
- This thing is not a bear. It is the corpse of a bear.
Polis bu sabah nehirden bir ceset çıkardı.
- The police fished a dead body out of the river this morning.
Dan ormanda bir ceset buldu.
- Dan found a dead body in the woods.
Ben istihbarat birliklerinde görev yaptım.
- I served in the intelligence corps.