Tom ve Mary minyatür golf oynadılar.
- Tom and Mary played miniature golf.
O, dinozorun sadık minyatürüne baktı.
- He stared at the faithful miniature of the dinosaur.
Çocuk, oyuncağı küçük kız kardeşinden aldı.
- The boy has taken the toy away from his little sister.
Erkek kardeşim bana küçük bir oyuncak satın aldı.
- My brother bought me a small toy.