Nehre vardığımızda bir serinlik hissettik.
- We felt the coolness when we arrived at the river.
Onu serin bir yerde tut.
- Keep it in a cool place.
Sabahın serinliğinde Çalış.
- Study in the cool of the morning.
Nehre vardığımızda bir serinlik hissettik.
- We felt the coolness when we arrived at the river.
Bana gelince, uluslar arası klas bir insan olmaya çabalamak yerine, açık fikirli bir dünya insanı olmak istiyorum.
- As for me, instead of trying to be a cool, international man, I would like to be an open-minded earth person.
Onun arabası gerçekten klas.
- His car is really cool.
Soğuk kanlılığımı kaybetmeye başlıyordum.
- I was beginning to lose my cool.
Tom her zaman soğukkanlı olmaya çalışıyor.
- Tom is always trying to be cool.
Onun harika göründüğünü düşündüm.
- I thought it looked cool.
Bunun harika olduğunu düşünmüyor musun?
- Don't you think it's cool?
Norveç Reggae'si çok harika. Sadece mükemmel.
- Norwegian reggae is very cool. Simply excellent.
Tom sakin davranmaya çalıştı.
- Tom tried to act cool.
Ben son derece sakindim.
- I was as cool as a cucumber.
Tom soğukkanlılığını asla kaybetmez.
- Tom never loses his cool.
Sarah'nın genç arkadaşları korkmaya başladı. Sadece o soğukkanlılığını korudu ve arkadaşlarını rahatlattı.
- Sarah's young friends were starting to be scared. Only she kept her cool and reassured her friends.
Bu açık farkla şimdiye kadar yaptığım en havalı şey.
- This is by far the coolest thing we've ever done.
Havalı olduğumu düşünüyor musun?
- Do you think I'm cool?
Evinizin ısıtma ve soğutma maliyetlerini uygun yalıtım ve hava sızdırmazlık teknikleri yoluyla azaltabilirsiniz.
- You can reduce your home's heating and cooling costs through proper insulation and air sealing techniques.
Ben hep Tom'un çok iyi olduğunu düşündüm.
- I always thought Tom was so cool.
Tom ne giydiği fark etmeden, o karizmatik görünür.
- No matter what Tom wears, he looks cool.
Karizmatik bir adama benziyorsun. Arkadaş olabilir miyiz?
- You seem like a cool guy. Can we be friends?
Norveç Reggae'si çok harika. Sadece mükemmel.
- Norwegian reggae is very cool. Simply excellent.
Biz sadece serin olduğunu düşünmüyoruz.
- We just don't think it's cool.
Bu web sitesi çok güzel.
- This website is so cool.
On dil konuşabilsem, çok güzel olur!
- It would be so cool if I could speak ten languages!
Baban gerçekten iyidir. Pek sayılmaz.
- Your dad is really cool. Not really.
Yaptığım tempura soğuduğunda, o derhal gevrekliğini kaybeder ve tadı iyi olmaz.
- When the tempura I make cools down, it immediately loses its crispiness and doesn't taste very good.
Bir domuz serinlemek için çamurda yuvarlanır.
- A pig will wallow in the mud in order to cool down.
Yazın serinlemek için en sevdiğin yol nedir?
- What's your favorite way to stay cool in the summer?
Güneşe göre bir evin yönünü değiştirerek evi ısıtmak ya da soğutmak için gerekli ya da boşa harcanmış enerjinin yüzde otuzunu tasarruf edebilirsiniz.
- By simply changing the orientation of a house in relation to the sun, you can save up to thirty percent of the energy required or wasted for heating or cooling it.
Tom soğutmak için pastayı mutfak penceresi eşiğine koydu.
- Tom put the pie on the kitchen windowsill to cool.
Tom soğutucudan bir bira aldı ve onu açtı.
- Tom took a beer from the cooler and opened it.
Güneşe göre bir evin yönünü değiştirerek evi ısıtmak ya da soğutmak için gerekli ya da boşa harcanmış enerjinin yüzde otuzunu tasarruf edebilirsiniz.
- By simply changing the orientation of a house in relation to the sun, you can save up to thirty percent of the energy required or wasted for heating or cooling it.
Hava serinlemeye başlıyor.
- It's starting to cool off.
Bu gece serinleyecek.
- It'll cool down tonight.
Lütfen doğrudan güneş ışığından uzakta, serin ve kuru bir yerde saklayın.
- Please store in a cool and dry place, out of direct sunlight.
Evinizin ısıtma ve soğutma maliyetlerini uygun yalıtım ve hava sızdırmazlık teknikleri yoluyla azaltabilirsiniz.
- You can reduce your home's heating and cooling costs through proper insulation and air sealing techniques.
Tom soğutmak için pastayı mutfak penceresi eşiğine koydu.
- Tom put the pie on the kitchen windowsill to cool.
I like to let my tea cool before drinking it so I don't burn by tongue.
My father was talking to the World's Fair Commission yesterday, and they estimate it's going to cost a cool fifty million.
His proposals had a cool reception.
I'm completely cool about my girlfriend leaving me.
Relations cooled between the USA and the USSR after 1980.
Is it cool if I sleep here tonight?.