control, particularly legal or political (jurisdiction)

listen to the pronunciation of control, particularly legal or political (jurisdiction)
الإنجليزية - التركية

تعريف control, particularly legal or political (jurisdiction) في الإنجليزية التركية القاموس.

power
güç

Amerika Birleşik Devletleri ve Çin gibi farklı dilleri olan iki güçlü devlet ilköğretim okullarında Esperanto deneysel öğretimi üzerinde anlaşmaya varsalardı ne olurdu? - What would happen if two powerful nations with different languages - such as United States and China - would agree upon the experimental teaching of Esperanto in elementary schools?

Avrupalı emperyalist güçlere karşı yapılan Türk İstiklal Savaşı 1919'dan 1923'e kadar devam etti. - Turkish war of independence against Eurpean imperialist powers had lasted from 1919 to 1923.

power
{i} yetki

Gözlem yetkileri üzerine bir deney sırasında, bu birimde iki yıl yaşamasın rağmen Tom oturma odası duvarında asılı resimlerden hiç birini tanımlayamadı. - During an experiment on powers of observation, Tom was unable to describe any of the pictures hanging on his living room wall, despite having lived in his unit for two years.

Belge, Manuela'ya tüm yetkileri verir. - The document grants full powers to Manuela.

power
{i} üs [mat.]
power
sınama gücü
power
sulta
power
akım
power
nüfuz
power
yapma gücü
power
çok

Bu ülkenin askerî gücü çok gelişmiştir. - The military power of this country is very advanced.

Bazı insanlar hükümetin oldukça çok fazla gücünün olduğunu düşünüyor. - Some people think the government has way too much power.

power
vekâlet
power
etki
power
{i} takât
power
{i} derman
power
bir sayın
power
erk
power
{f} güç sağlamak
power
(Tıp) Kuvvet, iktidar, kudret, yetenek, güç
power
ve kâletname
الإنجليزية - الإنجليزية
power

In the face of expanding federal power, California in particular struggled to maintain control over its Chinese population.