Jack'in müzikte iyi olmadığı doğru değil, aksine, o piyanoyu iyi çalar.
- It isn't true that Jack is no good at music; on the contrary, he plays the piano well.
Hayır, ne yazık ki; aksine.
- No, unfortunately; on the contrary.
O tembel değildir, tam tersine sıkı çalışan biri olduğunu düşünüyorum.
- He's not lazy. On the contrary, I think he's a hard worker.
Onun meşgul olduğunu sanıyordum ama tam tersine boştaydı.
- I thought he was busy, but on the contrary he was idle.