Yeni kontratı Tom'a imzalattım.
- I got Tom to sign the new contract.
Bir kontrat yapmamız gerekiyor.
- We need to have a contract.
Sözleşme oldukça gevşek.
- The contract was rather loose.
Bir sözleşmede belirsizliklere izin verilmez.
- No ambiguities are allowed in a contract.
Onlar anlaşmadan memnun.
- They are satisfied with the contract.
Eğer imzalamaya zorlandıysanız, anlaşma geçersizdir.
- The contract is invalid if you were forced to sign it.
Resmi yazılı İngilizce you're, won't ve can't gibi kısaltmalardan kaçınır.
- Formal written English avoids contractions, such as you're, won't, and can't.
Tom mukaveleyi imzaladı.
- Tom signed the contract.
Tom bu sabah mukaveleyi imzaladı.
- Tom signed the contract this morning.
Onun sözleşmesi bir yıl daha geçerlidir.
- His contract runs for one more year.
Aktris sözleşmesini öfkeyle yırttı.
- The actress tore up her contract angrily.
The snail's body contracted into its shell.
... I'm glad I got a two-year contract. ...
... DAVID BECKHAM: But obviously, with the new contract now, it ...