Tom sık sık kendisiyle çelişir.
- Tom constantly contradicts himself.
Ben sık sık bu sorunu aklımda gözden geçiriyorum.
- I constantly went over this problem in my mind.
O, sürekli şikâyet ediyor.
- He is constantly complaining.
İnsanlar kendilerini düşünemedikleri için onu sürekli başkalarını kopyalayan insanlar yaparlar.
- People who are constantly copying others do it because they can't think for themselves.
Annesi sürekli olarak bundan şikâyet ediyor.
- His mother is constantly complaining about it.
Ona sürekli olarak terbiyesini takınmasını söylüyorum.
- I'm constantly telling her to behave herself.
Daima kendi kendime lakırdı ederim.
- I constantly talk to myself.