Sürekli gürültü bizi sağır etti.
- The continual noise deafened us.
İnsanlar, bunun farkında olsun veya olmasın, sürekli mutluluk ararlar.
- Human beings, whether they realise it or not, continually seek happiness.
Bugün süregelen hisse senedi fiyat düşüşünün beşinci günüdür.
- Today is the fifth day of continual stock price decline.
Tom devamlı olarak pasta yiyor.
- Tom continually eats cake.
İnsanlar, bunun farkında olsun veya olmasın, sürekli mutluluk ararlar.
- Human beings, whether they realise it or not, continually seek happiness.
O sürekli olarak para kalmadığından şikayet ediyordu.
- She complained continually that there was no money left.
Ben sürekli olarak pazara giderim.
- I continually go to the market.
O sürekli olarak para kalmadığından şikayet ediyordu.
- She complained continually that there was no money left.
Tom devamlı olarak pasta yiyor.
- Tom continually eats cake.
Tom devamlı olarak pasta yiyor.
- Tom continually eats cake.