O şimdi doktorla konsültasyon yapıyor.
- She's in consultation with the doctor right now.
Bu vizeyi Kobe'deki Amerikan Konsolosluğundan aldım.
- I got this visa at the American Consulate in Kobe.
Belçikalı konsolosu bizi ülkesinin büyükelçiliğine yakın bir restoranda çaya davet etti.
- The Belgian consul invited us to tea in a restaurant close to his country's embassy.