constantly occupied, meddling, active

listen to the pronunciation of constantly occupied, meddling, active
الإنجليزية - التركية

تعريف constantly occupied, meddling, active في الإنجليزية التركية القاموس.

busy
{s} meşgul

O bir arı kadar meşguldür. - She is as busy as a bee.

Annem, akşam yemeğini pişirmekle meşgul. - Mother is busy cooking the dinner.

busy
{s} işlek

Bu işlek bir yer gibi gözüküyor. - This seems to be a busy place.

İşlek bir caddeden geçerken dikkatli ol. - Be alert when you cross a busy street!

busy
uğraşı
busy
{s} yoğun

Çok yoğun bir sabah geçirdim. - I have had such a busy morning.

Önümde oldukça yoğun bir öğleden sonram var. - I have rather a busy afternoon in front of me.

busy
(with ile) meşgul etmek
busy
hareketli

Konuklar ve fazla ev işi nedeniyle, çok hareketli bir hafta geçirdim. - What with the visitors and all the extra housework, I've had a very busy week.

busy
kullanımda
busy
{s} meşgul: I've had a busy day. Bugün çok meşguldüm
busy
meşgul etmek iş v
busy
karmaşık/meşgûl
busy
busybodyherkesin işine burnunu sokan kimse
busy
boş bırakmamak
busy
{s} faal

Tom çabucak faaliyet gösterdi. - Tom quickly got busy.

busy
işgüzar

Mary'nin komşusu bir işgüzar. - Mary's neighbor is a busybody.

O korkunç bir işgüzar. - He's an awful busybody.

busy
burnunu her işe sokan
busy
meşgul et

Lütfen çocukları meşgul et. - Please keep the children busy.

Tom meşgul etmeyi seviyor. - Tom likes to keep busy.

الإنجليزية - الإنجليزية
{a} busy
constantly occupied, meddling, active
المفضلات