O hep soluk görünüyor.
- She always looks pale.
Ben her zaman kardeşlere sahip olmanın nasıl bir şey olduğunu hep merak ettim.
- I've always wondered what it'd be like to have siblings.
Her zaman dürüst olmak kolay değildir.
- To be always honest is not easy.
Her zaman altıda kalkarım.
- I always get up at six.
Bana daima yardım ettiniz.
- You've always helped me.
Daima doğruyu söyledim.
- I've always told the truth.