Bir deprem her zaman olabilir.
- An earthquake can happen at any time.
Bir kaza her zaman olabilir.
- An accident may happen at any time.
Ağaç çürük ve taş ölü, ve her an düşebilir.
- The tree is rotten and stone dead, and could fall at any time.
Her an yağmur yağabilir.
- It may rain at any time.
Tom her ne zaman küfür etse, genellikle Fransızcamı bağışlayın diyor.
- Tom usually says Pardon my French whenever he swears.
Tom her ne zaman ziyarete gelse bize hediyeler getirir.
- Tom brings us gifts whenever he visits.
Amcam her ne zaman gelse, o bizim için bazı güzel şeyler getirir.
- Whenever my uncle comes, he brings some nice things for us.
Lütfen ne zaman istersen gel.
- Come whenever you want.