confused; indistinct; obscure; dark

listen to the pronunciation of confused; indistinct; obscure; dark
الإنجليزية - التركية

تعريف confused; indistinct; obscure; dark في الإنجليزية التركية القاموس.

cloudy
{s} bulutlu

Dün Tokyo'da hava bulutlu muydu? - Was it cloudy in Tokyo yesterday?

Tom yarın bulutlu olmayacağını umuyor. - Tom hopes it won't be cloudy tomorrow.

cloudy
töhmet altında
cloudy
kapanık
cloudy
bulanık
cloudy
(sıfat) bulutlu, kapalı, bulanık, gölgeli, belirsiz, muğlak, açık olmayan, hareli; damarlı (ağaç)
cloudy
{s} karanlık, açık olmayan
cloudy
{s} açık olmayan
cloudy
{s} dumanlı
cloudy
{s} hareli
cloudy
töhmet altlnda cloudily bulutlu olarak cloudiness bulutlu olma
cloudy
dalgalı dumanlı
cloudy
olmayan
cloudy
bulutlarla ilgili
cloudy
{s} belirsiz
cloudy
{s} gölgeli
cloudy
şüphe altında
cloudy
açık

Bulutlu günlerde, uzaktaki sesleri açık havadakilerden daha iyi duyarsın. - On cloudy days, you can hear distant sounds better than in clear weather.

cloudy
{s} dalgalı (mermer)
الإنجليزية - الإنجليزية
cloudy
confused; indistinct; obscure; dark
المفضلات