Bu sürtünmesiz bir yüzeydir.
- This is a frictionless surface.
İki ülke arasında her an bir ticari sürtünme ortaya çıkabilir.
- Trade friction might arise between the two nations at any moment.
Bütçe kesintileri bölümde bir miktar sürtüşmeye neden olmalı.
- The budget cuts are bound to cause some friction in the department.
Tom ile Mary arasında daima bir sürtüşme olmuştur.
- There's always been some friction between Tom and Mary.