concealed; put out of view; secret; not known; mysterious

listen to the pronunciation of concealed; put out of view; secret; not known; mysterious
الإنجليزية - التركية

تعريف concealed; put out of view; secret; not known; mysterious في الإنجليزية التركية القاموس.

hidden
gizli

Tom Mary'nin arabasına zorla girdi ve sürücü koltuğunun altında gizli olan şeyi çaldı. - Tom broke into Mary's car and stole what was hidden under the driver's seat.

Her yerde gizli kameralar vardı. - There were hidden cameras everywhere.

hidden
{s} saklı

Tom mağarada neyin saklı olduğunu biliyordu. - Tom knew what was hidden in the cave.

Orada saklı hazineler olduğu dedikodusu yapılıyor. - It is rumored there are treasures hidden there.

hidden
{s} gizlenmiş

Duvarlar sarmaşık tarafından gizlenmiştir. - The walls are hidden by ivy.

Şimdi, dağ bulutlar tarafından gizlenmiştir. - Now the mountain is hidden by the clouds.

put out of
hariç tutmak
hidden
{f} gizle

Para döşeme tahtalarının altında gizlenmişti. - The money was hidden beneath the floorboards.

Şimdi, dağ bulutlar tarafından gizlenmiştir. - Now the mountain is hidden by the clouds.

hidden
gömülü
hidden
yaşırın
hidden
{f} gizle: adj.gizli
hidden
gizli saklı
hidden
{s} kuytu
hidden
{f} sakla: adj.saklı
hidden
s. gizli, kapalı
hidden
f., bak. hide
put out of
dışında bırakmak
put out of
katmamak
put out of
hariç bırakmak
الإنجليزية - الإنجليزية
hidden
concealed; put out of view; secret; not known; mysterious
المفضلات