Her yürüyüş ayrı adımlardan oluşmaktadır.
- Every march is composed of separate steps.
Komite genellikle profesörlerden oluşmaktadır.
- The committee is composed chiefly of professors.
Komite tamamen genç öğretmenlerden oluşturuldu.
- The committee was composed entirely of young teachers.
Yokohama ilini oluşturan 18 yönetim bölgesinden biri de Naka'dır.
- Naka is one of the 18 administrative districts that compose Yokohama prefecture.
Bir ulus kendi müziğini yaratır - besteci yalnızca onu düzenler.
- A nation creates music — the composer only arranges it.
Atomlar proton, nötron ve elektronlardan oluşmaktadır.
- Atoms are composed of protons, neutrons, and electrons.
Bronz, bakır ve kalaydan oluşmaktadır.
- Bronze is composed of copper and tin.
Try to compose your thoughts.
The members compose the church.
The defendant couldn't compose herself and was found in contempt.