İşi bitirdikten sonra uğrayacağım.
- I'll come over after I finish the work.
İşimi bitirdikten sonra bürodan ayrıldım.
- Having finished my work, I left the office.
Orada Akai onlara katılır ve bu bitiş çizgisinin önünde herkese açık bir yarışma olur.
- There Akai joins them and it becomes a free-for-all in front of the finish line.
Tom bitiş çizgisini geçerken sıcak ve yorgun görünüyordu.
- Tom looked hot and tired as he crossed the finish line.
Bu kitabı okumayı bir haftada bitirmek gerçekten zor.
- This book is really difficult to finish reading in a week.
İşi tek başıma bitirmek istiyorum.
- I want to finish the work on my own.
Burada işimiz neredeyse bitmek üzere.
- We're just about finished here.
Raporla işim bitmek üzere.
- I'm just about finished with the report.
O planın hâlâ bazı son rötuşlara ihtiyacı vardı.
- That plan still needed some finishing touches.
Ben şimdi son rötuşları yapıyorum.
- I'm adding the finishing touches now.