completion, termination; purpose, aim; death

listen to the pronunciation of completion, termination; purpose, aim; death
الإنجليزية - التركية

تعريف completion, termination; purpose, aim; death في الإنجليزية التركية القاموس.

end
{f} sona ermek

Öyle sona ermek zorunda değil. - It doesn't have to end like that.

Bir rüyayı yaşıyorsun ve rüya sona ermek üzere. - You are living a dream, and the dream is about to end.

end
{f} son vermek

Tom buna bir son vermek istiyor. - Tom wants to end this.

Ben tartışmaya bir son vermek istiyorum. - I want to put an end to the quarrel.

end
son bulmak
end
sona erdirmek

Onlar sadece İngiliz egemenliğini sona erdirmek için savaştılar. - They had just fought a war to end British rule.

Terörü ekonomi ile sona erdirmek en akıllıca politikaydı. - Bringing terrorism to an end via the economy was a most wise policy.

end
{i} mec. ölüm, son
end
son kısım
end
bitim

Dersin bitimine kadar sadece on dakika var. - There are only 10 minutes left until the end of the lesson.

Oyunun bitimiyle birlikte müthiş bir sevince büründük. - As soon as the game ended, we became overjoyed.

end
{f} bit

Hayat hiç bitmez fakat dünyadaki hayat biter. - Life never ends but earthly life does.

Bu yaz tatili çok çabuk bitti. - The summer vacation has come to an end too soon.

end
{i} erek
end
{i} akıbet
end
encam
end
{i} kalıntı
end
end onbaş başa
end
tos vuruşu gibi baş başa
end
(Tıp) Son, uç, herhangi bir oluşumun sonu veya ucu
end
baş

Başlangıcı olanın sonu da vardır. - Whatever has a beginning also has an end.

İyi başlayan iyi biter. - A good beginning makes a good ending.

end
(Tekstil) 1. uç 2. son
end
{f} bitirmek, son vermek; bitmek, sona ermek
end
bitme

Hayat hiç bitmez fakat dünyadaki hayat biter. - Life never ends but earthly life does.

Onun bitmeyen masallarından sıkıldım. - He bored me with his endless tales.

الإنجليزية - الإنجليزية
{i} end
completion, termination; purpose, aim; death
المفضلات