Dediklerine göre ev sahibinin zamanında hali vakti yerindeymiş.
- They say the landlord used to be well off.
Tom'un hali vakti çok yerinde değil.
- Tom isn't very well off.
Öyleyse, birisinin hatasını düzeltmekte geç kalmak diye bir şey yoktur.
- Well, there's no such thing as being too late to correct one's faults.
Peki, öyleyse, yapmamı istiyorsan onu yaparım.
- Well, then, if you want me to I'll do it.
Almadan önce arabayı iyice incelemelisin.
- You should inspect the car well before you buy it.
Ellerinizi iyice yıkayın
- Wash your hands well.
Onun ailesi tamamen çok iyidir.
- His family are all very well.
Tom tamamen iyi bir şekilde anlayabiliyor.
- Tom can understand perfectly well.
O bu işe başladığından beri oldukça iyi durumda.
- He has been well off since he started this job.
Tom hâlâ iyi durumda.
- Tom is still doing well.