Yaralanması için tazminat olarak büyük bir miktar para aldı.
- He received a large sum of money in compensation for his injury.
Tazminat fazla düşük.
- The compensation is too low.
Tazminat fazla düşük.
- The compensation is too low.
Hasarlı bagaj için hiç tazminat aldın mı?
- Did you receive any compensation for the damaged luggage?
O hizmeti için hiçbir bedel almadı.
- He received no compensation for his service.
Isınan suyun kimyasal bileşimi değişmez.
- Heating water does not change its chemical composition.
Onlar amniyotik sıvının aşağı yukarı deniz suyu ile aynı bileşime sahip olduğunu söylüyorlar.
- They say amniotic fluid has roughly the same composition as sea water.
Kompozisyonun yine de en iyisi.
- Your composition is the best yet.
Jim, benim kompozisyonumda bazı dil bilgisi hatalarına dikkat çekti.
- Jim pointed out some grammatical mistakes in my composition.