Haberlerde sürekli yer alan trajik olaylar yüzünden birçok insan şefkat yorgunluğu çekiyor.
- Many people are experiencing compassion fatigue because of the constant tragedies being reported in the news.
Sizin şefkatiniz beni hep şaşırtıyor.
- Your compassion never ceases to amaze me.
Tom çok merhametli bir kişidir.
- Tom is a very compassionate person.
Hayatta ne kadar acı çekersen, o kadar merhametli olursun.
- The more you suffer in life, the more compassionate you become.
Tom çok merhametliydi.
- Tom was very compassionate.
Hiçbir şey merhamet kadar önemli değil.
- Nothing is as important as compassion.
Her duyarlı yaratık şefkati hak ediyor.
- Every sentient creature deserves compassion.
Senin şefkatin nerede?
- Where is your compassion?
Tom'un acımasız olması Mary'yi şaşırttı.
- Tom's lack of compassion surprised Mary.
The justice which Mr Allworthy had executed on Partridge at first met with universal approbation; but no sooner had he felt its consequences, than his neighbours began to relent, and to compassionate his case .