تعريف comparative form of late, as in: the teacher came in later than the students في الإنجليزية التركية القاموس.
- later
- sonra
Bu kararı nasıl verdiğini daha sonra açıkladı.
-He explained later how he made this decision.
Daha sonra bir kişi daha bize katılıyor olacak.
-One more person will be joining us later.
- later
- sonradan
Genç bir adamken, sonradan ünlü olacağını bilmiyordu.
-As a young man, he did not know that he was to become famous later on.
Seri katillerin çoğu, çocukluklarında şiddete maruz kalmışlardır, ama çocukluklarında şiddete maruz kalan çok az insan, sonradan seri katil olmuştur.
-Most serial killers have experienced brutal childhoods, but very few people who experienced brutal childhoods later become serial killers.
- later
- daha sonra
Daha sonra bir kişi daha bize katılıyor olacak.
-One more person will be joining us later.
Sen ilerle ve ben sana daha sonra yetişirim.
-You walk on and I will catch up with you later.
- later
- adv.daha sonra: adj.sonraki,daha sonra
المصطلحات ذات الصلة
تعريف comparative form of late, as in: the teacher came in later than the students في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- later