تعريف company's في الإنجليزية التركية القاموس.
- company
- {i} bölük
- company
- şirket
O, geçen yıl o şirket için çalışmaya başladı.
- He began to work for that company last year.
Acil internet girişi olan bir çevre yaratmazsak, bizim şirketimizde geride kalacak.
- Our company is going to be left behind too if we don't create an environment in which we can get instant Internet access.
- company's name
- (Ticaret) şirket ünvanı
- company's water
- şehir suyu
- company's water
- musluk suyu
- company
- {i} eşlik
Eşi ameliyatta iken, ben ona eşlik ettim.
- I kept him company while his wife was in surgery.
Gel ve bana eşlik et.
- Come and keep me company.
- company
- {i} misafir
Bu akşam misafir bekliyoruz.
- We're expecting company this evening.
Bu akşam misafirim gelecek.
- I'm expecting company this evening.
- company
- {i} birlik
Yoldan uzakta bulunan annesi ile birlikte, Duke şirketinden zimmetine para geçirme planına devam edebildi.
- With his mother out of the way, Duke was able to proceed with his plan to embezzle the money from the company.
Şirketimizi birlikte çevirmemiz için yeni bir lidere ihtiyacımız var.
- We need a new leader to pull our company together.
- company
- {i} arkadaşlık
Sana arkadaşlık edebilir miyim?
- Can I keep you company?
Sadece Tom'a arkadaşlık etmek için geldim.
- I just came along to keep Tom company.
- company
- {i} ortaklık
Bir ortaklık ister misin?
- Do you want some company?
Kötü bir ortaklıktansa yalnız olmak daha iyidir.
- Better to be alone than in bad company.
- company
- {i} beraberindekiler
- company
- {i} tayfa
- company
- {i} toplantı
Bütün şirket ziyaretçilerini toplantı odasına alıyoruz.
- We take all the company visitors to the meeting room.
O süre boyunca Asya'da seyahat ediyor olacağımdan mayıstaki şirket toplantılarına katılamayacağım.
- I will not be able to participate in the company meetings in May as I will be traveling in Asia during that time.
- company
- lonca
- company
- şirketi
Bay Kondo, şirketindeki en çalışkandır.
- Mr Kondo is the most hardworking in his company.
Yeni politikayı benimsemek, bu şirketin şimdiye kadar yaptığı en iyi şeydi.
- Adopting the new policy was the best thing this company ever did.
- company
- {i} topluluk
- company
- mürettebat
- company
- misafirler
- company
- kuruluş
Şirketin kuruluşu 1950 yılında oldu.
- The launching of the company was in 1950.
- company event
- şirket etkinliği
- company law
- (Kanun) şirketler yasası
- company logo
- şirket amblemi
- company name
- şirket
- company name
- şirket adı
- company name
- (Ticaret) şirketin ünvanı
- company picnic
- (Bilgisayar) şirket pikniği
- company policy
- şirket politikası
- company union
- (Ticaret) işçi sendikası
- constituent company
- (Ticaret) bağlı şirket
- construction company
- inşaat firması
- consulting company
- danışmanlık şirketi
- contractor company
- yüklenici firma
- cooperative company
- (Kanun) kooperatif şirket
- commercial company
- ticari şirket
- commercial credit company
- ticari kredi kuruluşu
- commercial finance company
- ticari finans kuruluşu
- company
- türküm
- company
- arkadaş
Bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim.
- A person is known by the company he keeps.
Sadece Tom'a arkadaşlık etmek için geldim.
- I just came along to keep Tom company.
- company
- arkadaş çevresi
- company
- dost
Tom şirkette benim dostumdur.
- Tom is my ally at the company.
- company
- arkadaşlar
Bütün doktorlar kahve içmemem gerektiğini söylüyorlar ama buna rağmen, sevdiğim arkadaşlarımla beraberken ara sıra birazcık içiyorum.
- All the doctors say that I shouldn't drink coffee, but, despite that, I do have a bit now and then when I'm in good company.
Gerçekten senin arkadaşlarınla eğleniyorum.
- I really enjoy your company.
- company car
- şirket arabası
- company management
- şirket yönetimi
- company meeting
- şirket toplantısı
- company officials
- şirket yetkilileri
- company promoter
- şirket temsilcisi
- company secretary
- şirket sekreteri
- company union
- şirketler grubu
- controlling company
- ana şirket
- company board
- Şirket komisyonu
At a company board meeting you feel that everyone favours playing safe.
- company check
- şirketi kontrol
- company chop
- Şirket kaşesi
- company commander
- (Askeri) Bölük komutanı
- company director
- şirket yönetim kurulu üyesi
- company mail
- Şirket postası
- company of public ownership
- halka açık anonim şirket
- company profile
- şirket profili
- company shares
- şirket hisseleri
- company store
- şirket satış mağazası
- company structure
- şirket bünyesi
- company technician
- şirket teknisyeni
- company union
- sendika
- company with share capital
- sermaye şirketleri
- company-wide
- Şirket çapında
- companys
- şirketin
- concealer company
- saklayıcı şirket
- corporation, business, company
- şirket, iş, şirket
- corporation, firm, company
- şirket, firma, şirket
- company
- (Askeri) BÖLÜK: Ordunun muharip ve yardımcı sınıflarının çoğunda bulunan esas idari taktik birlik
- company
- şirket, grup
- company
- {i} eşlik, refakat, arkadaşlık
- company
- {i} şirket, kumpanya, ortaklık
- company
- mürettebat tayfa
- company
- (Sosyoloji, Toplumbilim) eşlik (etme)
- company
- company manners görgü kurallarına uygun davranışlar
- company
- {i} topluluk, kumpanya
- company
- tiyatro oyuncu topluluğu
- company
- (Avrupa Birliği) şirket, firma
- company aid man
- (Askeri) BÖLÜK SIHHİYE ERİ: Yaralılara ilk sıhhi yardımı yapmak, tabur veya alay tabibine gerekli bilgi ve haberleri vermek üzere, muharip sınıf bölüklerinde bulunan, ordu Sağlık teşkilatına mensup şahıs
- company area
- (Askeri) bölük mıntıkası
- company area
- (Askeri) BÖLÜK MINTIKASI: Bir garnizon veya mıntıkanın bölüğe tahsis edilen kısmı
- company area
- (Askeri) Birlik mıntıkası
- company brief
- şirket hakkında kısa bilgi
- company clerk
- (Askeri) BÖLÜK YAZICISI: Bir bölüğün yazı işlerinde bölük başçavuşuna (first sergeant) yardım eden ve genellikle astsubay sınıfına mensup olan şahıs. Ayrıca bakınız: "clerk"
- company clerk
- (Askeri) bölük yazıcısı
- company council
- (Askeri) BÖLÜK HEYETİ: Bir bölükte görevli bulunan subayların tümü. Bunlar; tespit veya emredilen zamanda, bölük parasını kontrol etmek ve bu paranın sarfı hususunda gerekli tekliflerde bulunmak üzere toplanırlar
- company council book
- (Askeri) BÖLÜK HESAP DEFTERİ: Bölük parasına ait muhasebe kayıtlarını tutmaya yarayan resmi defter
- company discipline
- (Askeri) BÖLÜK DİSİPLİN CEZASI: Bak. "company punishment"
- company executive
- firma yetkilisi
- company executive
- (Ticaret) şirket yetkilisi
- company executive
- (Ticaret) kurum yetkilisi
- company fund
- (Askeri) bölük parası
- company fund
- (Ticaret) şirket fonu
- company fund
- (Askeri) BÖLÜK PARASI: Bir birlik olarak bölüğe ait olan para. Bu para, bölük heyetinin tasvibiyle, Ordu Yönetmeliklerine uygun olarak, bölük menfaatinin icap ettirdiği yerlerde kullanılır
- company grade
- (Askeri) BÖLÜK SUBAYLIĞI RÜTBESİ: Normal olarak bir bölükte hizmet gören subayların sınıflandırılması. Bu sınıflandırma teğmen, üsteğmen ve yüzbaşılara uygulanır
- company grade
- (Askeri) bölük subaylığı rütbesi
- company ip
- (Ticaret) şirket fikri mülkiyeti
- company law
- (Avrupa Birliği) şirketler hukuku
- company loss
- (Ticaret) şirket zararı
- company officer
- (Askeri) BÖLÜK SUBAYI: Bir bölükte hizmet gören ve rütbesi binbaşıdan küçük olan subay
- company option
- (Ticaret) şirket opsiyonu
- company outing
- şirket gezisi
- company owner
- şirket sahibi
- company punishment
- (Askeri) BÖLÜK DİSİPLİN CEZASI: Bir bölük komutanı tarafından, askeri mahkemeye intikal ettirilmeden verilen disiplin cezaları. Buna "company discipline" de denir
- company seal
- (Ticaret) şirket kaşesi
- company street
- (Askeri) BÖLÜK MINTIKA YOLU: Bir bölüğe ait bina veya çadırların önünde veya arkasındaki yol, geçit veya açık saha
- company street
- (Askeri) bölük mıntıka yolu
- company title
- (Ticaret) firma ünvanı
- company town
- şirket şehri
- company transport
- (Askeri) BÖLÜK TAŞIT ARAÇLARI: Taktik maksatlarla, doğrudan doğruya bölük komutanının emrinde bulunan ve bölük teçhizatının kuruluşa dahil bir kısmını teşkil eden araçlar
- company union
- sendika,şirketler grubu
- company/dept
- (Bilgisayar) şirket/bölüm
- company’s
- şirketin
- contracting company
- müteahhitlik şirketi
- contracting company
- müteahhitlik firması
- controlled company
- (Ticaret) kontrol edilen şirket
- corps headquarters company
- (Askeri) KOLORDU KARARGAH BÖLÜĞÜ
- publicly traded company
- (Bilim, İlim) Halka açık şirket
- good company
- hoşsohbet
- in company with
- eşliğinde
- in the presence of a large company
- büyük bir topluluk önünde
- part company with
- arkadaşlığı kesmek
- affiliate company
- (Ticaret) bağlı şirket
- affiliate company
- (Ticaret) bağlı ortaklık
- bottling company
- (Ticaret) şişeleme şirketi
- ceding company
- (Ticaret) sedan şirket
- domestic company
- yerli kuruluş
- drug company
- ilaç şirketi
- drug company
- ilaç firması
- establish a company
- (Ticaret) şirket kurmak
- expert company
- (Ticaret) ihtisas sahibi firma
- foreign company
- (Ticaret) yabancı şirket
- found a company
- şirket açmak
- importer company
- ithalatçı firma
- in company with
- ile beraber
- independent audit company
- (Ticaret) bağımsız gözetim şirketi
- inspection company
- (Ticaret) gözetim şirketi
- investment company
- (Ticaret) yatırım ortaklığı
- limited company
- (Ticaret) sınırlı sorumlu şirket
- listed company
- (Ticaret) borsaya kayıtlı şirket
- listed company
- (Ticaret) kote şirket
- media company
- medya kuruluşu
- private company
- (Ticaret) şahıs şirketi
- recipient's company
- (Bilgisayar) alıcının şirketi
- recording company
- (Muzik) plak şirketi
- registered company
- (Bilgisayar) kayıtlı şirket
- represent the company
- şirketi temsil etmek
- sales company
- satış şirketi
- shell company
- (Ticaret) paravan şirket
- strong company
- (Ticaret) güçlü şirket
- strong company
- (Ticaret) güçlü firma
- subsidiary company
- (Ticaret) bağlı ortaklık
- transportation company
- (Turizm) ulaştırma kuruluşu
- turkish company
- (Ticaret) türk şirketi
- unlimited company
- adi şirket
- vendor company
- (Ticaret) temlik ve ferağ eden şirket
- wind up a company
- (Ticaret) şirketi tasfiye etmek
- your company
- (Bilgisayar) şirketiniz