Ticari şirketlerimiz bütün dünyada işlerini yaparlar.
- Our trading companies do business all over the world.
Ekonomi zayıf olmasına rağmen, bazı şirketler hâlâ kazanç sağlıyor.
- Although the economy is weak, some companies are still making a profit.
Acil internet girişi olan bir çevre yaratmazsak, bizim şirketimizde geride kalacak.
- Our company is going to be left behind too if we don't create an environment in which we can get instant Internet access.
Yeni politikayı benimsemek, bu şirketin şimdiye kadar yaptığı en iyi şeydi.
- Adopting the new policy was the best thing this company ever did.
Bu akşam misafir bekliyoruz.
- We're expecting company this evening.
Tom misafir bekliyor.
- Tom is expecting company.
Tom sadece üç aydır firmamızla birlikte.
- Tom has only been with our company for three months.
Şirketimizi birlikte çevirmemiz için yeni bir lidere ihtiyacımız var.
- We need a new leader to pull our company together.
Bir ortaklık ister misin?
- Do you want some company?
Kötü bir ortaklıktansa yalnız olmak daha iyidir.
- Better to be alone than in bad company.
O süre boyunca Asya'da seyahat ediyor olacağımdan mayıstaki şirket toplantılarına katılamayacağım.
- I will not be able to participate in the company meetings in May as I will be traveling in Asia during that time.
O bizim şirket temsilcimiz olarak toplantıya katıldı.
- He attended the meeting as our company representative.
Sadece Tom'a arkadaşlık etmek için geldim.
- I just came along to keep Tom company.
Sana arkadaşlık edebilir miyim?
- Can I keep you company?
Yalnız kalmak istemiyorsanız size eşlik edebilirim.
- If you don't want to stay alone, I can keep you company.
Gel ve bana eşlik et.
- Come and keep me company.
Şirketin kuruluşu 1950 yılında oldu.
- The launching of the company was in 1950.
Alım, şirketin hesabında.
- The purchase is on the company's account.
Bay Kondo, şirketindeki en çalışkandır.
- Mr Kondo is the most hardworking in his company.
Bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim.
- A person is known by the company he keeps.
Tom'la arkadaşlık etmemeni tavsiye ederim.
- I advise you not to keep company with Tom.
Tom şirkette benim dostumdur.
- Tom is my ally at the company.
Gerçekten senin arkadaşlarınla eğleniyorum.
- I really enjoy your company.
Bütün doktorlar kahve içmemem gerektiğini söylüyorlar ama buna rağmen, sevdiğim arkadaşlarımla beraberken ara sıra birazcık içiyorum.
- All the doctors say that I shouldn't drink coffee, but, despite that, I do have a bit now and then when I'm in good company.
it was with a distinctly fallen countenance that his father hearkened to his mother's parenthetical request to “’bide hyar an’ company leetle Moses whilst I be a-milkin’ the cow.”.
... And we had as investors and customers the media companies. ...
... loopholes for companies that are shipping jobs overseas and focusing on small businesses ...