Birçok küçük şirketler iflas etti.
- Many small companies went bankrupt.
Bu şirketlerin, ekipmana ve diğer malzemelere ihtiyacı vardı.
- These companies needed equipment and other supplies.
Yeni politikayı benimsemek, bu şirketin şimdiye kadar yaptığı en iyi şeydi.
- Adopting the new policy was the best thing this company ever did.
Acil internet girişi olan bir çevre yaratmazsak, bizim şirketimizde geride kalacak.
- Our company is going to be left behind too if we don't create an environment in which we can get instant Internet access.
Tom misafir bekliyor.
- Tom is expecting company.
Bu akşam misafirim gelecek.
- I'm expecting company this evening.
Şirketimizi birlikte çevirmemiz için yeni bir lidere ihtiyacımız var.
- We need a new leader to pull our company together.
Şirkete annesiyle birlikte geldi.
- He came in company with his mother.
Tom bir ortaklık istediğini söyledi.
- Tom said he wanted some company.
Kötü bir ortaklıktansa yalnız olmak daha iyidir.
- Better to be alone than in bad company.
Şirket toplantıyı iptal etti.
- The company cancelled the meeting.
O bizim şirket temsilcimiz olarak toplantıya katıldı.
- He attended the meeting as our company representative.
Sana arkadaşlık edebilir miyim?
- Can I keep you company?
Tom ve Mary birbirlerinin arkadaşlıklarından hoşlanırlar.
- Tom and Mary enjoy each other's company.
Eşi ameliyatta iken, ben ona eşlik ettim.
- I kept him company while his wife was in surgery.
Yalnız kalmak istemiyorsanız size eşlik edebilirim.
- If you don't want to stay alone, I can keep you company.
Şirketin kuruluşu 1950 yılında oldu.
- The launching of the company was in 1950.
Yeni politikayı benimsemek, bu şirketin şimdiye kadar yaptığı en iyi şeydi.
- Adopting the new policy was the best thing this company ever did.
Şirketimizdeki en iyi şarkıcı kimdir?
- Who is the best singer in our company?
O, çok iyi bir arkadaş değildir.
- He is not very good company.
Bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim.
- A person is known by the company he keeps.
Tom şirkette benim dostumdur.
- Tom is my ally at the company.
Gerçekten senin arkadaşlarınla eğleniyorum.
- I really enjoy your company.
Bütün doktorlar kahve içmemem gerektiğini söylüyorlar ama buna rağmen, sevdiğim arkadaşlarımla beraberken ara sıra birazcık içiyorum.
- All the doctors say that I shouldn't drink coffee, but, despite that, I do have a bit now and then when I'm in good company.
it was with a distinctly fallen countenance that his father hearkened to his mother's parenthetical request to “’bide hyar an’ company leetle Moses whilst I be a-milkin’ the cow.”.
... and companies that are creating jobs here in the United States, or ' or closing our ...
... doctor. But it does say insurance companies can't jerk you around. They can't impose arbitrary ...