Oyundaki komik sahneler abartılıydı.
- The comic scenes in the play were overdone.
Ona okumak için komik bir kitap verdim.
- I gave her a comic book to read.
Bu elbise komik görünebilir ama onu seviyorum.
- This dress may look funny, but I like it.
Caz ölmedi, sadece komik kokuyor.
- Jazz isn't dead, it just smells funny.
Yaşam eğlenceli bir şey.
- Life's a funny thing.
Biz televizyonda eğlenceli bir program izledik.
- We saw a funny program on TV.
Bunun garip olduğunu düşünmüyor musun?
- Don't you think that's funny?
Onlar bana garip baktılar.
- They looked at me funny.
Tom'un yüzünde tuhaf bir ifade vardı.
- Tom had a funny look on his face.
Postacının henüz gelmemesi tuhaf.
- It is funny that the mailman hasn't come yet.
Bu komedi filmini onun kız kardeşinden ödünç aldım.
- I borrowed this comic from his sister.
Bu komedi filmini onun kız kardeşinden ödünç aldım.
- I borrowed this comic from his sister.
It was a comical performance.
What a comical error!.
The tutor cruelly excelled in comical scoldings.