Geri dönmek istemiyorsan, anlarım.
- If you don't want to come back, I'll understand.
Kısa sürede geri dönmek şartıyla dışarı çıkabilirsin.
- You may go out only if you come back soon.
Tom işe geri dönmek zorunda.
- Tom has to get back to work.
Tom Mary'den kalmasını rica etti fakat o işe geri dönmek zorundaydı.
- Tom asked Mary to stay, but she had to get back to work.
Tom Mary'den kalmasını rica etti fakat o işe geri dönmek zorundaydı.
- Tom asked Mary to stay, but she had to get back to work.
Onu son kez aradığımda, bana İtalya'ya geri dönmek istediğini söyledi.
- The last time I called her she told me that she wants to get back to Italy.
Lütfen mümkün olduğunca kısa sürede geri gel.
- Please come back as soon as possible.
O,yakında geri gelmek için bana söz verdi.
- He gave me a promise to come back soon.
Ofisime geri dönmek istiyor musun?
- Do you want to come back to my office?
Geri dönmek zorunda kalacağız.
- We'll have to come back.
Tom Mary'den kalmasını rica etti fakat o işe geri dönmek zorundaydı.
- Tom asked Mary to stay, but she had to get back to work.
Karlı yollarda bir kaza yapmadıysan, güvenli bir şekilde geri dönebilmen gerektiğini düşünüyorum
- If you don't have an accident on the snowy roads I think you should be able to get back safely.
Geri almaktan çok memnun oldum.
- I was very glad to get back.
O,yakında geri gelmek için bana söz verdi.
- He gave me a promise to come back soon.
Dick, saat üçe kadar geri gelmek için söz verdi.
- Dick promised to come back by three o'clock.