Üniversiteye gidip gitmeyeceğimize karar veremeyiz.
- We cannot decide whether to go to college or not.
Kız, ebeveynlerine Tokyo'daki üniversite hayatından bahsetti.
- The girl talked to her parents about her college life in Tokyo.
Tom ve Mary yüksekokul öğrencisidirler.
- Tom and Mary are college students.
Ebeveynleri onun kolej eğitimi için birikim yapıyorlar.
- His parents are saving for his college education.
Kolej günlerimin hatıraları aklıma geliyor.
- Memories of my college days come to my mind.
Hukuk fakültesi nerede?
- Where is law college?
Kolejdeyken Tom ve ben birlikte takılırdık.
- Tom and I used to hang out together when we were in college.
Üniversiteden mezun olduktan sonra, eve geri taşındım ve ebeveynlerimle birlikte üç yıl yaşadım.
- After I graduated from college, I moved back home and lived with my parents for three years.
Kolej bay Smith tarafından kuruldu.
- The college was founded by Mr Smith.
Bu üniversite 1910 yılında kurulmuştur.
- This college was established in 1910.
Tom okul ücretini ödeyemediği için üniversiteyi bırakmak zorunda kaldı.
- Tom had to drop out from college because he couldn't afford tuition.
Tom küçük bir okulda Fransızca öğretti.
- Tom taught French at a small college.
Üniversite giriş sınavı.
community-college employee.
junior-college student.
You know, all I can do is go out there and give it the old college try and play my hardest..
... demography in college? You will be growing up in the generation where the baby boomers ...
... afford to go to college. It means that the teacher that I met in Las Vegas, wonderful ...