تعريف collecting في الإنجليزية التركية القاموس.
- toplayan
- toplayarak
Onlar eski gazeteleri toplayarak ve satarak hayatını kazanıyor.
- They earn their living by collecting and selling old newspapers.
- cemi
- (Bilgisayar) toplanıyor
- devşirme
- toplayıcı
- toplama
Benim hobim böcek toplamaktır.
- My hobby is collecting insects.
Pulları toplamada ilgimi kaybetti.
- I lost interest in collecting stamps.
- devşirici
- topla(mak)
- topla
Tom şu an işsizlik ödeneğini toplamıyor.
- Tom isn't currently collecting unemployment benefits.
Tom'un hobisi araba fotoğrafları toplamaktır.
- Tom's hobby is collecting photos of cars.
- tahsilat
- {i} para toplama
O eski madeni para toplamayı sever.
- He likes collecting old coins.
Onun hobisi eski para toplamaktı.
- Her hobby was collecting old coins.
- tahsil
- derleme
- derme
- collect
- biriktirmek
Tom'un hobileri arasında satranç oynamak ve pul biriktirmek var.
- Tom's hobbies include playing chess and collecting stamps.
- collect
- toplamak
Bilgi toplamak için aşağıdaki dergileri inceledik.
- We examined the following magazines to collect the data.
Tom'un hobisi araba fotoğrafları toplamaktır.
- Tom's hobby is collecting photos of cars.
- collecting agent
- tahsildar
- collecting drain
- toplayıcı kanal
- collecting grid
- toplayıcı ızgara
- collecting tank
- tank
- collecting tank
- depo
- collecting agency
- (Askeri) haber toplama unsuru
- collecting agency
- (Askeri) TOPLAMA UNSURU: Bir kaynağın tetkiki, sorguya çekilmesi ve müşahedesi suretiyle bilgi toplayan herhangi bir şahıs, birlik, teşkil veya karargah. Bu teşkil, ya bir komutanlığa veya aradaki işbirliği dolayısıyla, üst bir toplama unsuruna bağlı olarak ya da yüksek bir makamdan emir almak suretiyle çalışır
- collecting agency
- (Askeri) toplama unsuru
- collecting agency
- (Askeri) (INTELLIGENCE) HABER TOPLAMA UNSURU: Bir kaynağın araştırılması, sorguya çekilmesi ve tetkiki suretiyle bilgi elde edilen ve kendisinden bu hususta istifade edilen şahıs, birlik veya vasıtalar. Bak. "collecting agency"
- collecting agent
- (Ticaret) tahsil acentası
- collecting at source
- (Ticaret) kaynaktan kesme
- collecting center
- toplanma merkezi
- collecting commision
- (Sigorta) tahsil komisyonu
- collecting debts
- (Ticaret) borç tahsili
- collecting ditch
- toplama hendeği
- collecting drain
- toplayıcı dren
- collecting gallery
- toplama galerisi
- collecting mania
- (Pisikoloji, Ruhbilim) toplama manyaklığı
- collecting of letters
- (Ticaret) mektupları alma
- collecting piece
- şube bölüm
- collecting pipe
- toplayıcı boru
- collecting pipe
- toplama borusu
- collecting pit
- su toplama kuyusu
- collecting point
- (Askeri) TOPLAMA NOKTASI: Personel zayiatı, kıtadan ayrı düşenler, döküntü, hasara uğramış malzeme, HEK mal v. s. nin daha sonra toplama istasyonlarına veya daha geriye nakil için tahliye edildikleri tesis
- collecting pond
- toplama havuzu
- collecting power
- (Ticaret) tahsil yetkisi
- collecting power
- (Kanun) ahzu kabz yetkisi
- collecting power
- (Kanun) kabza salahiyeti
- collecting power
- (Kanun) kabz yetkisi
- collecting shoe
- dinamo fırçası
- collecting station
- (Askeri) hek malzeme toplama yeri
- collecting well
- toplama kuyusu
- coin collecting
- para toplama
- collect
- {f} almak
Ona o doğum günü hediyesini almak için biraz para toplayalım.
- Let's collect some money to buy her that birthday present.
Dünyanın en güzel sanat koleksiyonlarından biri Louvre'da yer almaktadır.
- One of the most beautiful art collections in the world is at the Louvre.
- collect
- {f} bir araya getirmek
- collect
- derlemek
- collect
- tahsil etmek
- collect
- {i} ayinlerde okunan kısa dua
- collect
- vergi almak
- collect
- (Arılık) bal toplamak
- collect
- (Askeri) haber toplamak
- collect
- anlamak
- collect
- dermek
- collect
- istif etmek
- collect
- toplamak (para)
- refuse collecting
- çöp toplama
- refuse collecting
- atık toplama
- stamp collecting
- pulculuk
- stamp collecting
- pul toplama
- stamp collecting
- filateli
- collect
- toparlamak
- collect
- uğrayıp almak
- collect
- birikmek
- collect
- biriktir
Düşündüklerimi biriktiremem.
- I can't collect my thoughts.
Onların hepsini biriktirdin mi?
- Did you collect them all?
- stamp collecting
- pay toplama
- Collect
- toplayın
- gathering, collecting
- toplama, biriktirme
- the time that is spent collecting sap from trees
- ağaçlardan sap toplama harcanan zaman
- collect
- almak kendine gelmek
- collect
- {f} toplanmak
- collect
- {f} koleksiyon yapmak
- collect
- (sıfat) ödemeli
- collect
- koleksiyon haline gelmek
- collect
- ödemeli
Japonya'ya bir ödemeli arama yapmak istiyorum.
- I want to make a collect call to Japan.
Japonya'ya ödemeli bir arama yapmak istiyorum.
- I'd like to make a collect call to Japan.
- collect
- (Askeri) TOPLAMAK, HABER TOPLAMAK: Muhtelif vasıtalarla, çeşitli kaynaklardan haber ve bilgi elde etmek
- collect
- (isim) ayinlerde okunan kısa dua
- collect
- toplamak; biriktirmek; derlemek; toparlamak; devşirmek; toplanmak; birikmek: He collects stamps. Pul biriktiriyor. They don't collect
- collect
- colleet call ödemeli telefon konuşması
- collect
- {f} 1. toplamak; biriktirmek; derlemek; toparlamak; devşirmek; toplanmak; birikmek: He collects stamps. Pul biriktiriyor. They don't collect
- collect
- devşirmek
- collect
- cemetmek
- march collecting post
- (Askeri) YÜRÜYÜŞTE HASTA VE YARALI TOPLANMA YERİ: Yürüyüşe devam edemeyecek halde olan hasta ve yaralılardan, sıhhi yardıma muhtaç olanları, tedaviye tabi tutulmak üzere, gerideki sıhhi tesislere göndermek için, yürüyüş güzergahı üzerinden seçilen bir toplanma yeri
- patient collecting point
- (Askeri) HASTA VE YARALI TOPLANMA NOKTASI: Hasta ve yaralıların, ilk yardım veya acil tedavileri yapıldıktan sonra, birbirlerine iade veya başka tedavi tesisine nakillerini bekledikleri belirli bir nokta. Hasta ve yaralı toplanma noktaları, normal olarak, ana ulaştırma yolları üzerinde veya yakınında, hava tesirlerine karşı mümkün olan azami barınma ve düşman ateş tesirlerine karşı korunma sağlayan yerlerde tesis edilir. Buraları, bir tedavi istasyonu değildir ve sağlık personelini ihtiva etmeyebilir
- prisoner of war collecting point
- (Askeri) HARP ESİRLERİ TOPLAMA NOKTASI: Harp esirlerinin, ileri bir muharebe sahasında, acele taktik değerdeki bilgiler bakımında, mahallinde inceleme ve müteakip tahliye yapılana kadar toplandıkları belirli bir nokta
- straggler collecting point
- (Askeri) DÖKÜNTÜ TOPLAMA MERKEZİ: Personeli askeri inzibat birlikleri tarafından temin edilen ve bu personel tarafından faaliyette tutulan bir nokta. Döküntüler kıtalarına iade edilmek veya diğer şekilde işlem görmek üzere burada tutulurlar
- ticket collecting
- (Sinema) bilet kesme
- vehicle collecting point
- (Askeri) ARAÇ TOPLANMA NOKTASI: Arızalı araçları almak, onarıp tahliye etmek üzere tesis edilen bir toplanma noktası veya bakım bölgesi