Tom çökmüş bir akciğerden muzdaripti.
- Tom suffered from a collapsed lung.
Ev bir depremde çöktü.
- The house collapsed in an earthquake.
Banka ekonomik durgunluk sırasında çöktü.
- The bank collapsed during the recession.
Bu bina çökmek üzere.
- This building is about to collapse.
Ev her an çökmek üzere gibi görünüyordu.
- The house seemed about to collapse at any moment.
Haber tamamen Rusya'nın çöküşü hakkında idi.
- The news was all about the collapse of the Soviet Union.
Soğuk Savaş, Sovyetler Birliği'nin çöküşüyle sona erdi.
- The Cold War ended with the collapse of the Soviet Union.
Burada kalamayız. Çatı çökmek üzere.
- We can't stay here. The roof is about to collapse!
Yanan bina çökmek üzereydi.
- The burning building was about to collapse.
Eski köprü yıkılma tehlikesiyle karşı karşıya.
- The old bridge is in danger of collapse.
Burada kalamayız. Çatı çökmek üzere.
- We can't stay here. The roof is about to collapse!
Bu bina çökmek üzere.
- This building is about to collapse.
Dün depremden dolayı, Japonya'da çok sayıda bina çöktü.
- A lot of buildings collapsed in Japan due to the earthquake yesterday.
Tom ısıdan dolayı çöktü.
- Tom collapsed because of the heat.