cognizant; having the perception of something; aware of something

listen to the pronunciation of cognizant; having the perception of something; aware of something
الإنجليزية - التركية

تعريف cognizant; having the perception of something; aware of something في الإنجليزية التركية القاموس.

sensible
akla uygun
sensible
akla yakın
sensible
aklı başında
sensible
anlayışlı
sensible
farkına varılır
sensible
hassas
sensible
duyulur
sensible
makul

Bu makul bir yaklaşımdır. - This is a sensible approach.

sensible
mantıklı

Onun rüşveti reddetmesi çok mantıklıydı. - It was very sensible of him to reject the bribe.

Benim mantıklı bir insan olmam bekleniyor. - I'm supposed to be sensible human.

sensible
akıllı
sensible
hissedilir şekilde
sensible
{s} hissedilir
sensible
etkilenebilir
sensible
{s} aklı başında: a sensible person aklı başında bir kişi
sensible
{s} farkında
sensible
{s} halden anlayan
sensible
sensiblenessmakul oluş sensibly z
sensible
anlayıslı
sensible
duygulu
الإنجليزية - الإنجليزية
sensible
cognizant; having the perception of something; aware of something
المفضلات