تعريف coating في الإنجليزية التركية القاموس.
- {i} kaplama
- (Otomotiv) boyama
- bulaşma
- kaplanma
- elbiselik kumaş
- örterek
- kaplayan
- (Havacılık) cila
- sıvama
- yüzey kaplama
- örtme
- tabaka
- kat
- astar
- {f} kapla
- kumaş/kaplama
- {i} örtü
- {i} paltoluk kumaş
- {i} sıva
- {f} kapla: prep.kaplayarak
- {f} ört: pre
- (Tekstil) 1. kaplama, örtme 2. elbiselik kumaş, paltoluk kumaş
- (İnşaat) gömlek
- (Havacılık) boya
- koruyucu kılıf
- coat
- {f} kaplamak
- coat
- mont
Bu montun cepleri yok.
- This coat doesn't have pockets.
Burası sıcak. Montunu çıkarabilirsin.
- Here it is warm. You could put away your coat.
- coat
- palto
Paltonu holde as lütfen.
- Hang your coat in the hall please.
Kış aylarında paltosuz yapamam.
- I can't do without a coat in the winter.
- coat
- kaban
Kabanı denedim ama benim için çok büyüktü.
- I tried the coat on, but it was too large for me.
Kabanını al. Soğuk bugün.
- Take your coat. It's cold today.
- coat
- ceket
Tom bugün okula giderken yeni bir ceket giydi.
- Tom wore a new coat to school today.
Ceketini evde kaybetmiş olamazsın.
- You can't have lost your coat in the house.
- coating ingredients
- (Tıp) kaplama maddeleri
- coating pan
- (Tıp) kaplama kazanı
- coating thickness
- kaplama kalınlığı
- coating metal
- örtü metali
- coating thickness
- örtü kalınlığı
- coating thickness determinetion
- örtü kalınlığı saptanması
- coating antibody
- (Tıp) tabaka antikor
- coating barrier
- kaplama engeli
- coating base paper
- (Matbaacılık, Basımcılık) kuşe baz kağıdı
- coating by impregnation
- emdirmeli örtme
- coating clay
- (Matbaacılık, Basımcılık) kaplama kaolini
- coating clay
- (Matbaacılık, Basımcılık) kuşeleme kaolini
- coating color
- (Matbaacılık, Basımcılık) kuşe boyası
- coating doctor
- (Teknik,Tekstil) kaplama raklesi
- coating doctor
- (Teknik,Tekstil) sürme raklesi
- coating finish
- (Teknik,Tekstil) rakleli bitim işlemi
- coating finish
- (Teknik,Tekstil) rakleyle apre
- coating geometry
- kaplama geometrisi
- coating kitchen
- (Matbaacılık, Basımcılık) kuşe mutfağı
- coating machine
- (Matbaacılık, Basımcılık) kuşe makinesi
- coating materials
- kaplama gereçleri
- coating pigments
- (Matbaacılık, Basımcılık) kuşeleme pigmentleri
- coating thickness
- (Nükleer Bilimler) kaplama kalınlğı
- coating work
- boya işi
- copper coating
- bakır kaplama
- condenser coating
- kondansatör kılıfı
- continuous hot dip coating
- sürekli sıcak daldırmayla örtme
- conversion coating
- (Havacılık) dönüşümlü kaplama
- copper coating machine
- (Tekstil) bakır kaplama makinesi
- coat
- kaplama
- coat
- post
- coat
- {i} örtü
- coat
- {f} örtmek
Onların işi duvarları sıva ile örtmektir.
- Their job is to coat the walls with plaster.
- coat
- {i} (hayvanın derisindeki) tüyler
- coat
- {i} manto
Annem bu manto ile dışarı çıkmayı seviyor.
- Mother likes to go out in this coat.
Yeni kürk mantolar vitrinde sergilendi.
- The new fur coats were displayed in the window.
- coat
- (İnşaat) astar
Bu ceket kürkle astarlanmıştır.
- The coat is lined with fur.
- coat
- (Gıda) bulamak
- coat
- kürk
Bu ceket kürkle astarlanmıştır.
- The coat is lined with fur.
Onun ceketinin içi kürktür.
- Her coat is fur on the inside.
- coat
- bir tabaka (boya vb) sürmek
- coat
- don (at)
- coat
- katman
- coat
- giydirmek
- coat
- boya katı
- coat
- tabaka (boya)
- coat
- boya
Onlar sandalyeye bir kat boya sürdüler.
- They put a coat of paint on the chair.
Ev taze boya katıyla harika görünüyordu.
- The house looked wonderful with its fresh coat of paint.
- enteric coating
- (Tıp) enterik kaplama
- mold coating
- kalıp kaplama
- powder coating
- (İnşaat) toz boyama
- powder coating
- elektrostatik boyama
- rough coating
- çarpı
- alloy coating
- alaşım kaplama
- anodic coating
- anotsal örtü
- antireflection coating
- yansıma önleyici örtü
- bituminous coating
- bitümlü kaplama
- cathode coating
- katot kaplaması
- cathodic coating
- katodik örtü
- coat
- kat
Evin yeni bir kat boyaya ihtiyacı var.
- The house needs a new coat of paint.
Ev taze boya katıyla harika görünüyordu.
- The house looked wonderful with its fresh coat of paint.
- coat
- {f} kapla
O resim ile duvarı kapladı.
- He coated the wall with paint.
Uçak toz ile kaplanmıştı.
- The plane was coated with dust.
- diffusion coating
- yayınım örtüsü
- hot dip aluminium coating
- sıcak daldırmalı alüminyum örtü
- immersion coating
- daldırmalı örtme
- immersion phosphate coating
- daldırmalı fosfat örtme
- impregnated coating
- emdirilmiş örtü
- inhibitive coating
- engelleyici örtü
- iron phosphate coating
- demir fosfat örtü
- lead coating
- kurşun örtü
- lime coating
- kireç örtme
- manganese phosphate coating
- mangan fosfat örtüsü
- metallic coating
- metalik örtü
- protective coating
- koruyucu örtü
- rubber coating
- kauçuk kaplama
- coat
- parka
- clay coating
- Kuşeleme, kağıda baskı yapılması için üzerine toprak muhteviyatlı kaplama yapılması
- clay coating
- Balçıkla sıvama, kille sıvama
- coat
- paltolu
- coat
- paltoluk
- spray coating
- püskürtmeli örtme
- tar coating
- katran örtü
- top coating
- Üst kaplama (cilâ)
- vacuum coating
- vakumlu örtme
- zinc coating
- çinko örtü
- cement coating
- çimento kaplama
- cement coating
- (İnşaat) koruyucu beton kaplama
- clay coating
- kil kaplama
- coat
- {f} sürmek (boya/sıva)
- coat
- askı
Tom ceketini askıdan aldı ve onu giydi.
- Tom took his coat off the hanger and put it on.
Bu ceketi bir askıya as.
- Put this coat on a hanger.
- coat
- dress coat frak on his coattails sayesinde
- coat
- (Tekstil) 1. ceket, palto, manto 2. kaplamak, örtmek
- coat
- coat of armas hanedan arması
- coat
- (Tıp) Organ duvarında farklı dokulardan meydana gelen tabakalardan her biri (Damar duvarında olduğu gibi)
- coat
- {f} sarmak
- coat
- (Tıp) Bir organ veya oluşumu, zar şeklinde dıştan saran tabaka, dış örtü
- coat
- {f} giydir
- coat
- {i} kabuk
- coat
- {f} kaplamak; bir tabaka (boya v.b.) sürmek
- coat
- {i} tabaka
İyi bir sonuç için iki tabaka boya uygula.
- Apply two coats of the paint for a good finish.
- coat
- coattail coattails frakın kuyrukları
- coat
- {i} kaput
- coat
- geçmek coat hanger elbise askısı
- coat
- astarlamak
- coat
- kap
- dispersion coating
- (Matbaacılık, Basımcılık) dispesiyon kaplama
- dot coating
- (Tekstil) benekli kaplama
- enamel coating
- emaye kaplama
- epoxy resin coating
- epoksi reçine kaplama
- extrusion coating
- (İnşaat) ekstrüzyonlu kaplama
- inhibitive coating
- önleyici örtü
- insulation coating
- (İnşaat) izole kaplama koruma folisi
- lens coating
- (Fotoğrafçılık) objektif kaplaması
- lens coating
- (Askeri) MERCEK KAPLAMASI: Bir mercek unsurunun üzerine kaplanan ince şeffaf tabaka
- lens coating
- (Askeri) mercek kaplaması
- oxide coating
- oksit kaplama
- oxide coating
- oksit örtü
- protective coating
- (Nükleer Bilimler) koruyucu kaplama
- protective coating of painting
- koruyucu boya tabakası
- refractory coating
- (İnşaat) refrakter kaplama
- refractory coating
- ateşe dayanıklı kaplama
- rhodium coating
- rodyum kaplama
- rubber coating
- lastik kaplama
- solder coating
- (Telekom) lehim kaplama
- stripped coating
- sıyrık örtü
- sugar coating
- ballandırma
- sugar coating
- şeker kaplama
- temporary organic coating
- geçici organik örtü
- thin film coating
- ince film kaplama
- tin coating
- kalay kaplama
- trowel coating
- mala perdahı
- trowel coating
- şap
- vacuum coating
- vakumlu soğutma
- wet coating
- ıslak boyama
- zinc phosphate coating
- çinko fosfat örtü