Kendimi tamamen ipucusuz hissettim.
- I felt totally clueless.
Mary'nin ona ne söylemesi gerektiği hakkında bir ipucu yoktur.
- Mary doesn't have a clue about what she should say to him.
Soruna herhangi bir ipucu buldun mu?
- Have you found any clues to the problem?
Smith, clue Jones in on what's been happening.