Sami'nin öfkesi onun yargısını bulanıklaştırdı.
- Sami's rage clouded his judgment.
Gökyüzü yavaşça bulutlandı.
- The sky has gradually clouded over.
Bir eşekarısı bulutu çocuklara doğru yöneldi.
- A cloud of hornets set at the children.
Dün Tokyo'da hava bulutlu muydu?
- Was it cloudy in Tokyo yesterday?
Duygularımın kararımı gölgelemesine izin vermemeye çalışıyorum.
- I try not to let my emotions cloud my judgment.
Bulutlar gökyüzünde rüzgarla sürüklendi.
- The clouds scudded across the sky.
Bugün gökyüzünde bir sürü bulut var.
- There are lots of clouds in the sky today.
He opened the door and was greeted by a cloud of bats.
The comic-book character's thoughts appeared in a cloud above his head.