Biz aynı kumaştan kesilmişiz.
- We are cut from the same cloth.
Bu kumaş ona göre daha üstün.
- This cloth is superior to that.
Mayuko tabloyu bir bezle sildi.
- Mayuko wiped a table with a cloth.
Nemli bir bezle pencereyi temizle.
- Clean the window with a damp cloth.
Garson masaya beyaz bir örtü serdi.
- The waitress spread a white cloth over the table.
Onlar masaya örtü örttüler.
- They covered the table with a cloth.
Elbiselerinin geriye kalanını çamaşırhaneye koydum.
- I put the rest of your clothes in the laundry.
Tom elbiselerini yerine koydu.
- Tom put away his clothes.