Son olarak o Amerika'ya gitti.
- Lastly, she went to America.
Çin'e gittiğim en son zaman, Şangay'ı ziyaret ettim.
- The last time I went to China, I visited Shanghai.
Tom son dört yılda iki kez alkollü araba sürmekten mahkûm edildi.
- Tom has been convicted of drunken driving twice in the last four years.
Geçen yıl Londra'ya gittik.
- We went to London last year.
Onun geçen aydan beri hasta olduğunu duydum.
- I hear he has been ill since last month.
Son olarak o Amerika'ya gitti.
- Lastly, she went to America.
Tom son olarak vardı.
- Tom was the last to arrive.
Tom'u en son ne zaman gördün?
- When did you last see Tom?
Eylemciler en son Brezilya'nın uzak, ormanlık bir köşesinde görüldüler.
- The activists were last seen in a remote, forested corner of Brazil.
Yağmur bir hafta sürdü.
- The rain lasted a week.
Konuşma otuz dakika sürdü.
- The speech lasted thirty minutes.
Dün gece babam huzurlu bir ölümle öldü.
- My father died a peaceful death last night.
Ölüm hiçbir şey. Bu yüzden yaşamla başla, daha az komik ve daha uzun sürer.
- Dying is nothing. So start with living, it's less funny and it lasts longer.
Onu son kez gördüğümden beri Shelly gerçekten büyümüş.
- Shelly's really filled out since the last time I saw her.
O, son kez yaptığından daha iyi yaptı.
- He has done better than last time.
The party was last Tuesday; that is, not this yesterday, but eight days ago.