Ağlayan bebeklerle başa çıkmak zordur.
- It's hard to handle crying babies.
Anne ağlayan bebeğini sakinleştiriyordu.
- The mother was quieting her crying baby.
Yüksek sesle ağlamaktan kendimi alamadım.
- I could not stop myself from crying aloud.
O, onu teselli etmeye çalıştı, ama o ağlamaya devam etti.
- He tried to comfort her, but she kept crying.
Layla sadece ağlayıp çığlık atıyordu.
- Layla was just crying and screaming.
Leyla çığlık atıp ağlamaya başladı.
- Layla just started screaming and crying.