Onu sır olarak saklamak için ona söz verdim.
- I promised him to keep it secret.
O, asla sır saklayamaz.
- She can never keep a secret.
Gizli servis onu saldırıya karşı koruyor.
- The secret service guards him against attack.
Bunu gizli tutmak niyetinde değildim.
- I didn't mean to keep it secret.
Tom sırları bizden saklıyor.
- Tom has been keeping secrets from us.
Onu saklı tutmak için hiçbir neden yok.
- There's no reason to keep it a secret.
Bu albümde saklı gizemli şarkı var.
- There's a secret song hidden on this album.
Gizem bir sır olarak kalacak.
- The secret will remain a secret.
Belki bazen fazla gizemliyimdir.
- Perhaps I'm sometimes too secretive.
Sen çok gizemli görünüyorsun.
- You seem to be very secretive.
Bunu gizli tutmak niyetinde değildim.
- I didn't mean to keep it secret.
Gizli servis onu saldırıya karşı koruyor.
- The secret service guards him against attack.