Ordu küçük muhalefetle karşı karşıya geldi.
- The army faced little opposition.
İktidar partisi muhalefete karşı bir karalama kampanyası yürütüyor.
- The ruling party is running a smear campaign against the opposition.
Bu sorun, idollerin ve takıntılı hayran egolarının çatışmasıdır.
- This problem is the clash of the idol's and obsessive fan's egos.
İki lider arasında şiddetli bir fikir çatışması vardı.
- There was a violent clash of opinions between the two leaders.