You know that two nations are at war about a few acres of snow somewhere around Canada, and that they are spending on this beautiful war more than the whole of Canada is worth.
- Kanada civarında bir yerde birkaç dönüm karla ilgili iki ulusun savaşta olduğunu ve bu güzel savaşa tüm Kanada'nın değdiğinden daha çok para harcadıklarını bilirsiniz.
In the morning I always wake up around seven o'clock.
- Sabahları her zaman yedi civarında uyanırım.
You know that two nations are at war about a few acres of snow somewhere around Canada, and that they are spending on this beautiful war more than the whole of Canada is worth.
- Kanada civarında bir yerde birkaç dönüm karla ilgili iki ulusun savaşta olduğunu ve bu güzel savaşa tüm Kanada'nın değdiğinden daha çok para harcadıklarını bilirsiniz.
He lives somewhere around the park.
- O, parkın civarında bir yerde yaşıyor.
We live in the neighborhood of the school.
- Okulun civarında yaşıyoruz.
Tom thought Mary was probably about thirty.
- Tom Mary'nin muhtemelen otuz civarında olduğunu düşündü.
I forgot what the exact price was, but it was about 170 dollars.
- Tam fiyatın ne olduğunu unuttum fakat 170 dolar civarındaydı.
It was near the river that I lost my way.
- Yolumu nehir civarında kaybettim.
Swollen lymph nodes are usually found near the site of an infection, tumour, or inflammation.
- Şişmiş lenf düğümleri genellikle enfeksiyon, tümör ya da iltihap barındıran bölgelerin civarında olur.
However hard you may study, you can't master English in a year or so.
- Ne kadar sıkı çalışırsan çalış, bir sene veya civarında İngilizcede uzmanlaşamazsın.
The letter will arrive in a week or so.
- Mektup bir hafta civarında varacak.
Kate's father is in the vicinity of the house.
- Kate'in babası evin civarındaydı.
The area around here was bombed.
- Bu civardaki alan bombalandı.
There is not a lot of foot traffic in this area so far as I have seen.
- Gördüğüm kadarıyla bu civarda yaya trafiği pek yok.
Around nine o'clock I'll be on my way back again.
- Saat dokuz civarında ben tekrar yolumda olacağım.
It was near the river that I lost my way.
- Yolumu nehir civarında kaybettim.
We live in the neighborhood of the school.
- Okulun civarında yaşıyoruz.
The price was in the neighbourhood of 50 dollars.
- Fiyat yaklaşık 50 dolar civarındaydı.