Ben şu anki gelirimden memnunum.
- I'm satisfied with my current income.
Tom Mary'nin şu anki işinden istifa etmesi ve yeni bir tane bulması gerektiğini önerdi.
- Tom suggested that Mary should resign from her current job and find another one.
Tom raporu güncel bir web sitesinde buldu.
- Tom found the report on a current website.
Öğretmen güncel olaylara öğrencilerin dikkatini çekmeye çalıştı.
- The teacher tried to interest the students in current events.
Dünyada sonsuzluktan daha korkunç bir şey varsa, o zaman bu muhtemelen benim diploma tezinin geçerli ilerlemesidir.
- If there's something more terrifying in the world than eternity, then it's probably the current progress of my diploma thesis.
Eski inanç hala yaygın olarak geçerlidir.
- The old belief is still widely current.
Eski inanç hala yaygın olarak geçerlidir.
- The old belief is still widely current.
Saakaşvili iktidara geldiğinde Gürcistan'ın şimdiki milli marşı, 2004 yılında kabul edildi.
- The current national anthem of Georgia was accepted in 2004, when Saakashvili came to power.
Tom Mary'nin şimdiki erkek arkadaşıdır.
- Tom is Mary's current boyfriend.
Bir anafor, suyun dairesel bir akımıdır.
- An eddy is a circular current of water.
Pencere açmaktan kaçının; Sırtımda hava akımlarını hissetmek için büyük arzusu yok.
- Avoid opening the window; I have no great desire to feel air currents on my back.