Elves have a strong connection to nature.
- Cinlerin doğayla güçlü bir bağlantısı vardır.
One day, Mary showed Tom her true form. She was one of the jinn.
- Bir gün, Mary Tom'a gerçek formunu gösterdi. O cinlerden biriydi.
The woman downed the gin and lime that was served in one swallow.
- Kadın servis edilen cin ve limonu bir yudumda mideye indirdi.
I'd like a gin and tonic.
- Bir cin tonik istiyorum.
Tom believes that there are good and evil demons.
- Tom iyi ve kötü cinler olduğuna inanır.
It was Mary's greatest wish to look just like her Barbie doll. The evil genie interpreted this wish too literally.
- Barbie bebeğine benzemek Mary'nin en büyük dileğiydi. Kötü cin bu dileği çok harfiyen yorumladı.
The genie remained trapped in the magic lamp for centuries.
- Cin yüzyıllardır sihirli lambaya konulmuş olarak kaldı.
The genie was sucked into the magic lamp.
- Cin sihirli lambaya emildi.
The Europeans hired an exorcist to cleanse their continent of demons.
- Avrupalılar iblislerin kıtasını temizlemek için bir cinci hoca tuttu.
A terrible demon lives in the forest.
- Ormanda korkunç bir cin yaşar.
I don't believe in ghosts and goblins.
- Ben hayaletlere ve cinlere inanmıyorum.
Gnomes live in this forest.
- Cinler bu ormanda yaşıyor.