تعريف chopping في الإنجليزية التركية القاموس.
- kıyıcı
- (Gıda) parçalara ayırma
- kıyma
- değişiklik
- yarma
- kesme
Ben tüm sabahı odun kesmekle geçirdim.
- I spent all morning chopping wood.
Neden odun kesmekten büyük zevk alan bu kadar çok insan olduğunu biliyorum. Bu aktivitede sonuçları hemen anında görürsünüz. -- Albert EINSTEIN
- I know why there are so many people who love chopping wood. In this activity one immediately sees the results. -- Albert EINSTEIN
- iri yapılı
- chopping block kütük
- {i} doğrama
Tom bir bıçak, bir soğan ve bir doğrama tahtası aldı.
- Tom grabbed a knife, an onion and a chopping board.
- {i} kıyım
- {i} değişme
- vuruş
- kesiş
- {s} iri
- {s} iri yarı
- dilme
- doğramak
- chop
- doğramak
- chopping board
- (Gıda) et tahtası
- chopping block
- et kütüğü
- chopping block
- kütük
- chopping knife
- et baltası
- chopping and changing
- bir aşağı bir yukarı
- chopping and changing
- bir öyle bir böyle
- chopping block
- doğrama kütüğü
- chopping block
- odun kırma kütüğü
- chopping board
- {i} kesme tahtası
- chopping board
- {i} et kıyma tahtası
- chopping knife
- satır
- chopping knife
- kazıma bıçağı
- chopping knife
- et bıçağı
- chopping up
- kıyma
- chopping waves
- (Askeri) sivri tepeli dalga
- chop
- {i} vuruş
- chop
- balta ile kesmek
- chop
- {i} doğrama
Bir soğanı doğramanın en iyi yolu nedir?
- What's the best way to chop an onion?
Tom bir bıçak, bir soğan ve bir doğrama tahtası aldı.
- Tom grabbed a knife, an onion and a chopping board.
- chop
- (Gıda) kalın doğramak
- chop
- talaş
- chop
- parça
Uşak geldi ve ağacı küçük parçalara ayırdı.
- And the servant came and chopped the Tree into little pieces.
Çatal ve çubuklardan önce, insanlar genellikle düz bir parça ekmek ile yemek yerdi.
- Before forks and chopsticks, people usually ate food with a piece of flat bread.
- chop
- pirzolalık
- chop
- balta darbesi
- chop
- baltayla kesmek
- chop
- kırmak odun
- chop
- yarık
- chop
- mühür hindistan
- chop
- çatlak
- chop
- permi
- chop
- lisans
- chop
- yormak
- chop
- ehliyet
- chop
- dilmek
- chop
- (balta/vb.) vuruşu
- chop
- darbe
- chop
- kalite
- chop
- kıymak
- chop
- çene
- chop
- (deniz) çırpıntı
- chop
- (balta/vb.ile) kesmek
- chop
- mühür
- chop
- (plan/vb.) baltalamak
- chop
- doğra
Soğanları doğrarken gözüm yaşardı.
- Tears came into my eyes when I was chopping onions.
Tom bir miktar soğan doğradı.
- Tom chopped some onions.
- CHOP
- (Askeri) harekat komutasının değişmesi (change of operational control)
- chop
- {f} (balta ile) kırmak
- chop
- {f} yandan vuruş yapmak (kriket)
- chop
- {f} pat diye söylemek
- chop
- {i} külbastı
- chop
- ani ısırma
- chop
- {f} yarmak
- chop
- {i} kalite belgesi
- chop
- {i} işaret
- chop
- {i} çırpıntı
- chop
- {i} ağız
- chop
- {f} kırmak (odun)
- chop
- baltalamak
- chop
- {i} pirzola
Tom'un akşam yemeği için kuzu pirzola, patates ve mantar çorbası vardı.
- Tom had lamb chops, potatoes and mushroom soup for dinner.
O, domuz pirzolası yiyor.
- He's eating pork chops.
- chop
- derece
- chop
- ağzı ile yakalamak
- chop
- {i} pirzola: lamb chop kuzu pirzolası
- chop
- damga
- chop
- {i} mühür (hindistan)
- chop
- doğra,v.baltala: n.balta darbesi
- chop
- balta vb
- chop
- aynı kalitede mallar
- chop
- {i} çene kemiği
- chop
- damga/pirzola/çene/vuruş
- chop
- {f} kesmek
Neden odun kesmekten büyük zevk alan bu kadar çok insan olduğunu biliyorum. Bu aktivitede sonuçları hemen anında görürsünüz. -- Albert EINSTEIN
- I know why there are so many people who love chopping wood. In this activity one immediately sees the results. -- Albert EINSTEIN
Ben tüm sabahı odun kesmekle geçirdim.
- I spent all morning chopping wood.
- chop
- chop yar/böl/dur/kes
- chop
- (Askeri) HAREKAT KONTROLUNUN DEĞİŞMESİ; CHOP: Bir kuvvet veya birliğe ait harekat kontrol sorumluluğunun, bir harekat kontrol makamından bir başkasına geçtiği gün ve saat (ortalama Greenwich saati). Ayrıca bakınız: "change of operational control"
- chop
- {f} (up) ince ince kıymak/doğramak
- chop
- {i} yarma
- chop
- {f} söyleyivermek
- chop
- {i} marka