O, sözlerini dikkatle seçmek zorunda kaldı.
- She had to choose her words carefully.
Bir şapka seçmek onun uzun bir süresini aldı.
- It took her a long time to choose a hat.
Onlardan herhangi birini seçebilirsin.
- You may choose any of them.
İstediğinizi seçebilirsiniz.
- You may choose what you like.
Arkadaşlarını çok dikkatli seçmelisin.
- You should choose your friends very carefully.
Mutfağı boyamak için bir renk seçmenin bu kadar zor olduğunu asla düşünmemiştim.
- I never thought it'd be this hard to choose a color to paint the kitchen.
İş için kimi seçeceğine karar vermek sana kalmış.
- It rests with you to decide whom to choose for the job.
Çeviri için teşekkürler. Ama başka bir bayrak seçiniz!
- Thanks for the translation. But please choose another flag!
I chose a nice, ripe apple from the bowl.
I need to pick out a Purim costume.
- I need to choose a costume for Purim.
He was chosen as president in 1990.
I need to pick out a Purim costume.
- I need to choose a costume for Purim.