Çinli bayan arkadaşlarımın onları disipline sokmamdan hoşlandıklarını biliyorum.
- I know that my Chinese female friends enjoy my disciplining them.
Üç Çinli öğrenci üniversiteye kabul edildi.
- Three Chinese students were admitted to the college.
Gelecek yıl Çince öğrenmek istiyorum.
- I want to learn Chinese next year.
Çinceyi iyi konuşmak zordur.
- It is difficult to speak Chinese well.
Çin restoranında Pekin ördeği yedik.
- We ate Peking duck in the Chinese restaurant.
Esperanto: Avrupa veya Asya dili denemesinde Claude Piron, Esperanto ve Çince arasındaki benzerliği gösterdi ve Esperanto'nun yalnızca Avrupa merkezli olduğunu ortaya koydu.
- In his essay Esperanto: European or Asiatic language Claude Piron has shown the similarities between Esperanto and Chinese, thereby putting to rest the notion that Esperanto is purely eurocentric.
Tom said he didn't think Mary knew how to cook Chinese food.
- Tom said that he didn't think Mary knew how to cook Chinese food.
Tom said he wanted to eat Chinese food.
- Tom said that he wanted to eat Chinese food.