تعريف children في الإنجليزية التركية القاموس.
- çocuklar
Çocuklar yerde uyumak zorunda kalacaklar gibi.
- It seems that the children will have to sleep on the floor.
Caddede oynamak çocuklar için tehlikelidir.
- It is dangerous for children to play in the street.
- i., çoğ., bak. child
- çocuk
ÇHS'ye göre, 18 yaşından küçük tüm insanlar çocuk olarak kabul edilir.
- According to the CRC, all people under 18 are considered to be children.
Larry Ewing evli ve iki çocuk babasıdır.
- Larry Ewing is married and the father of two children.
- çocukları
O, çocuklarını kendi etrafına topladı.
- He gathered his children around him.
Ebeveynler çocuklarına yalan söylemenin yanlış bir şey olduğunu öğretirler.
- Parents teach their children that it's wrong to lie.
- (Bilgisayar) alttakiler
- döl döş
- childs
- çoluk çocuk
- child
- {i} evlat
Bu çocuk evlat edinildi.
- This child has been adopted.
Tom ve Mary üç çocuğu evlat edindiler.
- Tom and Mary adopted three children.
- child
- çocuk
Caddede oynamak çocuklar için tehlikelidir.
- It is dangerous for children to play in the street.
Larry Ewing evli ve iki çocuk babasıdır.
- Larry Ewing is married and the father of two children.
- children's books
- çocuk kitapları
- children act
- (Kanun) çocuk yasası
- children names
- (Bilgisayar) çocukların adı
- children's literature
- (Edebiyat) çocuk edebiyatı
- children's park
- çocuk bahçesi
- children's playground
- çocuk bahçesi
- children's plays
- çocuk oyunları
- children’s literature
- çocuk edebiyatı
- children insurance
- çocuk sigortası
- children's allowance
- çocuk zammı
- children's hour
- sınalgıda çocuk sögeni
- children's library
- çocuk kütüphanesi
- children's wear
- çocuk giyimi
- Children and fools speak the truth
- (Atasözü) Bir çocuktan bir deliden al haberi
- Children’s Manifest Anxiety Scale
- Çocuk Depresyon Ölçeği
- children's
- çocuk
- children's book
- çocuk kitabı
- children's club
- Çocuk kulübü
- children's day
- Çocukların günü. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, TBMM'nin 23 Nisan 1920 günü kurulmasının onuruna, TBMM tarafından sadece Türk çocuklarına değil, bütün Dünya çocuklarına ithaf edilen, her yıl 23 Nisan günü kutlanan, Türkiye'nin milli bayramıdır. 23 Nisan, TBMM'nin açılışı ve dolayısıyla da halkın yönetime tam anlamıyla hakim olmasının ilk günü olduğu için ulusal egemenlik açısından da önemli bir anlam taşır
- children's day
- Çocukların gün
- children's games
- çocuk oyunları
- children's wear
- çocuk giyim mağazası
- children allowance
- (Kanun) çocuk tazminatı
- children crimes
- çocuk suçları
- children ill with leukemia
- lösemili çocuklar
- children in law
- üvey çocuklar
- children in pornography
- pornografide çocuklar
- children of alcholic parents
- alkolik ailelerin çocukları
- children of alcoholics
- alkoliklerin çocuklar
- children of clergy
- ruhban çocukları
- children of the rich
- zengin çocuklar
- children police
- çocuk polisi
- children with disabilities
- engelli çocuklar
- children's clinic
- (Tıp) çocuk dispanseri
- children's disease
- çocuk hastalığı
- children's film
- (Sinema) çocuk filmi
- children's library
- çıcuk kütüphanesi
- children's periodicals
- çocuk dergileri
- children's shelter
- çocuk sığınma evi
- children's shelter
- çocuk sığınmaevi
- children's size
- (Tekstil) çocuk bedeni
- children's writing
- çocukların yazıları
- children’s psychology
- çocuk ruhbilimi
- children’s psychology
- çocuk psikolojisi
- child
- {i} küçük
ÇHS'ye göre, 18 yaşından küçük tüm insanlar çocuk olarak kabul edilir.
- According to the CRC, all people under 18 are considered to be children.
Küçük çocukları kaçıran insanlar hakkında duymak kanımı kaynatıyor.
- Hearing about people kidnapping little children just makes my blood boil.
- child
- velet
- child
- {i} ürün
Bu ürünü çocukların erişemeyeceği bir yerde saklayın.
- Keep this product out of children's reach.
- child
- {i} çocuksu kimse
- child
- bala
- child
- ufaklık
- child
- (Bilgisayar) ast
Kızım bir çocukken sık sık astım atakları yaşardı.
- My daughter often had asthma attacks when she was a child.
Okul astım spreyini yanında taşımasına izin vermediği için çocuk astım krizinden öldü.
- The child died from an asthma attack because the school didn't allow him to carry his inhaler with him.
- child
- (Bilgisayar) bağımlı
Bu eski çocuk oyuncu daha sonra bir uyuşturucu bağımlısı oldu.
- This former child actor later became a drug addict.
Çocuklarınızın televizyon bağımlısı olmasına izin vermeyin.
- Don't let your children become couch potatoes.
- child
- bızdık
- child
- şopar
- disabled children
- özürlü çocuklar
- exceptional children
- ayrıcalıklı çocuklar
- gifted children
- üstün yetenekli çocuklar
- poor children
- yoksul çocuklar
- provision for children
- (Ticaret) çocuk ödeneği
- success in children
- çocuklarda başarı
- violence against children
- çocuklara şiddet
- violence in children
- çocuklarda şiddet
- where are the children
- çocuklar nerede
- child
- toy
- child
- çaylak
- child
- sonuç
Sami'nin bir çocukla sonuçlanan bir ilişkisi vardı.
- Sami had a relationship that resulted in a child.
Sonuçta o hâlâ bir çocuk.
- She's still a child after all.
- child
- deneyimsiz
- Society for the Protection of Children
- çocuk esirgeme kurumu
- abandoned children
- terkedilmiş çocuklar
- abandoned children
- sahipsiz çocuklar
- bear children
- ayı çocuklar
- child
- çocuğun
- child
- kızancık
- dependant children
- bağımlı çocuklar
- flower children
- Gençler arasında özellikle 1960'ların sonlarında ortaya çıkan özgürleşme hareketinin bir kolu olarak, muhafazakar baskıları tamamiyle reddeden anlayıştaki insanlar; Hippiler; çiçek çocuklar
- government by children
- Çocukların hükümet
- half of the children
- çocukların yarısı
- married with children
- Çocuklu ve evli olan
- mass kidnapping of children
- çocukların toplu kaçırma
- minority children
- Grup içinde gruba göre taşıdığı özellikler farklı olduğu için azınlıkta kalan çocuklar
- national sovereignty and children's day
- Ulusal egemenlik ve çocuk bayramı
- railway children
- demiryolu çocuklar
- society for protection of children
- Çocuk esirgeme kurumu
- spirit away children
- ruhu çocuklardan uzak
- street children
- sokak çocukları
- the railway children
- demiryolu çocuklar
- without children
- çocuksuz
- women and children
- kadınlar ve çocuklar
- women and children first
- kadınlar ve çocuklar
- young children
- Küçük çocuklar
- (UK) Save the Children Fund (United Kingdom)
- (Askeri) Çocukları Koruma Vakfı (Birleşik Krallık)
- (US) Save the Children Federation (United States)
- (Askeri) Çocukları Koruma Federasyonu (Birleşik Devletler)
- United Nations Children's Fund
- (Askeri) BM Çocuklara Yardım Fonu
- acknowledgment of children
- çocukları tanıma
- amuse (children)
- çocukları güldürmek
- anxiety in children
- çocuklarda anksiyete
- are there any discounts for children
- çocuklar için indirim var mı
- child
- {i} çocuk; bebek
- child
- (Tıp) (children). Çocuk
- child
- {ç} chil.dren (çîl'drın)
- cognition in children
- çocuklarda biliş
- create children
- (Bilgisayar) alt öğe oluştur
- custody of children
- çocukları koruma
- deaf children
- sağır çocuklar
- delete children
- (Bilgisayar) alt öğe sil
- dental care for children
- (Diş Hekimliği) çocuklarda diş bakımı
- discipline of children
- çocuklarda disiplin
- do you have children
- çocuklarınız var mı
- do you have easy games for children
- çocuklar için basit oyunlarınız var mı
- do you have entertaining games for children
- çocuklar için eğlenceli oyunlarınız var mı
- do you have facilities for children
- çocuklar için tesisleriniz var mı
- dozens of children
- bir sürü çocuk
- dozens of children
- onlarca çocuk
- dyslexic children
- disleksik çocuklar
- employment of children
- çocukların isdihdamı
- entertain (children)
- çocukları güldürmek
- entertain (children)
- çocukları eğlendirmek
- epileptic children
- (Pisikoloji, Ruhbilim) epileptik çocuklar
- friendship in children
- çocuklarda arkadaşlık
- i am with my children
- çocuklarım ile beraberim
- illegitimate children
- gayrımeşru çocuklar
- illegitimate children
- gayri meşru çocuklar
- illustrated children's books
- resimli çocuk kitapları
- is it suitable for children
- çocuklar için uygun mu
- make (children/kids) laugh
- çocukları güldürmek
- mentally handicapped children
- zihinsel özürlü çocuklar
- one adult and two children, please
- bir tam iki çocuk lütfen
- ottoman hospital for children
- hamidiye etfal hastane-i alisi
- refugee children
- mülteci çocuklar
- rural children
- köy çocukları
- seduction of children
- (Kanun) küçükleri baştan çıkarma
- sex instruction for children
- (Eğitim) çocuklar için cinsel eğitim
- small children
- küçük çocuklar
- soccer for children
- çocuklar için futbol
- sports for children
- çocuklar için spor
- television and children
- (Basın) televizyon ve çocuklar
- unborn children
- doğmamış çocuklar
- wife and children
- çoluk çocuk