Peter çocuksu kızlardan bıkmıştı.
- Peter was fed up with childish girls.
Çocuksu bir şekilde davranmaya başladı.
- He started acting in a childish manner.
Karım evlat edinmek istiyor.
- My wife wants to adopt a child.
Bu çocuk evlat edinildi.
- This child has been adopted.
Caddede oynamak çocuklar için tehlikelidir.
- It is dangerous for children to play in the street.
Larry Ewing evli ve iki çocuk babasıdır.
- Larry Ewing is married and the father of two children.
Küçük çocuklar karanlıkta yalnız bırakılmaktan korkuyorlar.
- Small children are afraid of being left alone in the dark.
Küçük çocukları kaçıran insanlar hakkında duymak kanımı kaynatıyor.
- Hearing about people kidnapping little children just makes my blood boil.
Bu ürünü çocukların erişemeyeceği bir yerde saklayın.
- Keep this product out of children's reach.
Ben çocukken, bir astronot olmak istiyordum.
- When I was a child, I wanted to be an astronaut.
Kızım bir çocukken sık sık astım atakları yaşardı.
- My daughter often had asthma attacks when she was a child.
Çocuklarınızın televizyon bağımlısı olmasına izin vermeyin.
- Don't let your children become couch potatoes.
Bu eski çocuk oyuncu daha sonra bir uyuşturucu bağımlısı oldu.
- This former child actor later became a drug addict.
Sami'nin bir çocukla sonuçlanan bir ilişkisi vardı.
- Sami had a relationship that resulted in a child.
Sonuçta o hâlâ bir çocuk.
- She's still a child after all.
Onun düşünme tarzı çok çocukça.
- His way of thinking is very childish.
O, çocukça bir harekettir.
- It is a childish act.
For the purposes of the present Convention, a child means every human being below the age of eighteen years unless under the law applicable to the child, majority is attained earlier.
My youngest child is forty-three.
The child node then stores the actual data of the parent node.
Your childish temper tantrums are not going to change my decision on this matter.