Lütfen doğru cevabı kontrol edin.
- Please check the correct answer.
Ümit; bir saat önce bitirdiğin çikolatalı çörek kutusunun sihirle tekrar dolup dolmadığını kontrol etmek için çılgın bir adam gibi birdenbire mutfağa doğru koştuğundadır.
- Hope is when you suddenly run to the kitchen like a mad man to check if the empty chocolate cookie box you just finished an hour ago is magically full again.
Ben kontrol etmek istiyorum.
- I'd like to check out.
Sözleşmenin ne dediğini kontrol etmek ve görmek zorundayım.
- I have to check and see what the contract says.
Biz hastalığın yayılmasını kontrol etmeliyiz.
- We should check the spread of the disease.
Ümit; bir saat önce bitirdiğin çikolatalı çörek kutusunun sihirle tekrar dolup dolmadığını kontrol etmek için çılgın bir adam gibi birdenbire mutfağa doğru koştuğundadır.
- Hope is when you suddenly run to the kitchen like a mad man to check if the empty chocolate cookie box you just finished an hour ago is magically full again.
Birisi benim cüzdanımı çaldı. Artık bir çek defterim ya da bir kredi kartım yok.
- Someone stole my wallet. I no longer have a cheque book or a credit card.
Cüzdanını açtı ve çek defterini çıkardı.
- She opened her purse and took out her chequebook.
Ben fizibilite kontrolünü yapmak istiyorum.
- I'd like to do a feasibility check.
Gözden geçirmeye değer.
- It's worth checking out.
Lütfen bu çeki onayla.
- Please endorse this check.
Lütfen bu çeki onayla.
- Please endorse this check.
Telefon rehberinde numarayı kontrol edin.
- Check the number in the phone book.
Tom çek yazmadan önce hesap bakiyesini kontrol etti.
- Tom double-checked his bank balance before writing the check.
Biz ayrı hesaplar istiyoruz.
- We'd like separate checks.
Kendini bir doktora muayene ettirmelisin.
- You should have a doctor check you out.
Bu onların çalışmaları hakkında bir denetim olarak hizmet verecek.
- This will serve as a check on their work.
Hızlı bir denetim yapacağım.
- I'll do a quick check.
Hiçbir kişisel çek kabul edilmeyecektir.
- No personal checks will be accepted.
O, onu kişisel bir çeki kabul etmesi için ikna edemedi.
- She couldn't convince him to accept a personal check.
Ben bir denetleme yapıyorum.
- I've been doing some checking.
Ben onu çek ile ödeyeceğim.
- I will pay for it by check.
Banka 50 dolarlık çekini nakite çevirecek.
- The bank will cash your fifty dollar check.
Bu şahsi çeki nerede bozdurabilirim?
- Where can I cash this personal check?
Şahsi bir çek kabul eder misiniz?
- Will you take a personal check?
Onu hâlâ araştırıyoruz.
- We're still checking into it.
Polis, arabaları tek-tek kontrol ediyordu.
- The policeman was checking the cars one-by-one.
Check your data against known values.
Tom did not think he could win, so he checked.
checks and balances.
Check your bags at the ticket counter before the flight.
Place a check by the things you have done.
I was not carrying cash, so I wrote a check for the amount.
The hockey player gave a good hard check to obtain the puck.
I summoned the waiter, paid the check, and hurried to leave.
Check your hat and coat at the door.
Check the correct answer to each question.
Check whether this page has a watermark.
I don't know if she will be there, but it's worth a check.