Hava hakkındaki belirsizlik İngilizlerin karakterlerinde belirli bir etkiye sahiptir.
- The uncertainty about the weather has had a definite effect upon the Englishman's character.
Jose kendini kötü karakterli bir kişi olarak gösterdi.
- José showed himself to be a person of bad character.
O çok iyi kişilikli bir adamdır.
- He's a man of very good character.
Tom tipik bir kişilik.
- Tom is quite a character.
Bunlar, konuşulan dilin özellikleridir.
- These are characteristics of the spoken language.
Japonya'nın birçok farklı özellikleri var.
- Japan has many different characteristics.
Sen kötü bir insan sarrafısın.
- You're a terrible judge of character.
Her zaman insan sarrafıydım.
- I've always been a good judge of character.
O kişilikli bir insandır.
- He is a man of character.
O çok iyi kişilikli bir adamdır.
- He's a man of very good character.
Japon yazım düzeni çok karmaşıktır, iki binden fazla karakteri olan üç tane alfabe vardır.
- The Japanese writing system is very complicated, it has three alphabets with more than two thousand characters.
O çok iyi kişilikli bir adamdır.
- He's a man of very good character.
Kişiliği babasına benziyor.
- His character resembles his father's.
n harfi küçük bir harftir.
- The letter n is a lower-case character.
The great mass of American citizens estimate us, as being a characterless and purposeless people ; and hence we hold up our heads, if at all, against the withering influence of a nation's scorn and contempt.
We saw a shady character slinking out of the office with some papers.
I'm already able to write Chinese characters.
- I am already able to write Chinese characters.
He is quite a character.
- He's quite a character!