Onunla konuşmaya çalıştığımda, ben her zaman kekelemekten ya da aptalca bir şey yapmaktan daha fazlasını yapamayacak kadar kendimi çok utangaç buldum.
- When I tried to speak to her, I always found myself too shy to do more than stammer or say something stupid.
Neden böyle aptalca bir şey söyledin?
- Why did you say such a stupid thing?
Ona inanmakla aptallık ettin.
- It was stupid of you to believe in him.
Söylenemeyecek kadar aptalca olan her şey söylenir.
- Everything too stupid to say is sung.
İnanılamayacak kadar salaksın.
- You're unbelievably stupid.
Tom'a inanmak benim salaklığımdı.
- It was stupid of me to believe Tom.
Ergenler birçok ahmakça şeyler yaparlar.
- Teenagers do a lot of stupid things.
Sana inanacak kadar ahmak değilim.
- I'm not stupid enough to believe you.
No sigh to rise, no tear had pow'r to flow, Fix'd in a stupid lethargy of woe.