Lütfen bana ayrıntılı planınızı gösterin.
- Please show me your detailed plan.
Tom Mary'ye çok ayrıntılı bir cevap verdi.
- Tom gave Mary a very detailed answer.
Neler olduğuna dair detaylı bir açıklamaya ihtiyacımız var.
- We need a detailed description of what happened.
Clyde, Jüpiter ve Marsla ilgili teleskopik gözlemlerinin çok detaylı çizimlerini yaptı.
- Clyde made very detailed drawings of his telescopic observations of Jupiter and Mars.